Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-69

18 Nisan 2024 - 09:36 - Güncelleme: 18 Nisan 2024 - 09:37

TÜRKİYE’DE HARİTA MÜHENDİSLİĞİNİN TARİHÇESİ
Bu konuya girmeden önce bazı kavramların anlamlarını vermekte fayda vardır. Bu kavramlardan konumuzla ilgili en önemlisi kadastrodur. Kadastro: “Taşınmaz malların sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilerek hukuki durumlarının ve üzerindeki hakların tespit edilmesi işlemi “olarak tanımlanmıştır. Tapu: Bir taşınmaz malın yüzölçümünü, numarasını (pafta, ada, parsel), mahallesini ve sahibini gösterir belgedir.
Harita eğitimi almış bir kişi, taşınmazın sınırlarını harita üzerine aktarabilir ve ayrıca tapuda gösterilen yüzölçümünü hesaplayabilir.
Ayrıca tarım arazilerinin vergilendirmesi ve ülke savunması, Şehirleşme, karayolu, tren yolu, madencilik, Tünel inşaatları, Barajların yapımı ve kontrolu, toplu konut, projelerin araziye uygulanması, harita yapımı vb. çalışmalar  harita mühendisi olmadan gerçekleşemez.  
Savunma amaçlı haritaların üretilmesi için, gerekli görülen teknik elemanların yetiştirilmesi için Harita Genel Müdürlüğü (HGM) 1930’lu yıllarda, yurt dışına harita mühendisliği eğitimi için sınavla eleman göndermeye başlamıştır. Bu elemanlardan üçü Prof. Dr. Ekrem Ulsoy (1912-15.07.2003), Prof. Dr. Macit Erbudak (1912- 27.04.1981), Prof. Dr. Burhan Tansuğ’dur (1920-20.12.2000). Bunlar İkinci Dünya Savaşı’nın (1939-1945) çetin koşullarında Hitler Döneminin Almanya’sında HGM adına, harita mühendisliği tahsili yapmışlardır. Masraflarını devlet karşılamıştır. Bunlardan Ekrem Ulsoy 5 yılı aşan eğitimini tamamlayıp 1939 yılında Türkiye’ye gelmiş ve HGM’de çalışmaya başlamıştır. Birkaç yıl aradan sonra Macit Erbudak ve Burhan Tansuğ gelmişler ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM)’nde müfettiş olmuşlar ve bu görevlerini sürdürmeye başlamışlar. O sıralarda hukuk eğitimi almış TKG Müdürü Mümtaz Tarhan’dır.
Bu üç değerli şahsiyet zaman zaman bir araya geldiklerinde ülkenin tapu kadastro işlerinin yürütülmesi sorunlarını görüşmüşlerdir. Bu görüşmeler zaman zaman tekrarlanmış ve sonunda ülke kadastro sorunlarının çözülmesi için çok sayıda nitelikli elemanların (harita mühendislerinin) istihdam edilmesinin zorunlu olduğunu tespit etmişlerdir. Nihayet Macit ve Burhan Hocalar Genel Müdür Mümtaz Tarhan’a “Bunun için Lise eğitimine dayalı bir yüksek okulda harita mühendisliği açılmasının zorunlu olduğunu kabul ettirmişlerdir. Mümtaz bey de kendilerine gerekli girişimde bulunmalarını söylemiştir. Daha sonra,1911 yılında açılan Tapu ve Kadastro Lisesinin başarılı öğrencilerine bir kontenjan dahilinde bu yüksek okula girme hakkı verilebileceğini düşünmüşlerdir.
Ancak öğretim üyesi olarak Macit Erbudak ve Burhan Tansuğ’un, bu görevin üstesinden gelmesi mümkün değildir. Eleman bulmaları şarttır. Akıllarına HGM’de çalışan Ekrem Ulsoy gelmiştir. Onunla da görüşerek durumu anlatmışlar ve kendisini bu işe ikna etmişler. Harita Genel Müdürü Kadri Paşa da Ekrem Ulsoy’un yeni açılacak harita mühendisliği bölümüne gitmesine izin vermiştir. Üç öğretim üyesi ve TKG müdürü Mümtaz Tarhan’nın da desteğini alarak ve başka resmi formaliteleri yerine getirerek YTÜ’nin eski adı İstanbul Yüksek Teknik Okulu (İTO)’nda Harita Kadastro Mühendisliği Bölümü’nü açmışlardır. Yıl, 1949-1950 eğitim Öğretim yılıdır. Yüksek okulda her bölümde meslek dersleri ve temel dersler bulunur. Meslekle ilgili dersleri bu üç hoca yerine getirecek, temel dersleri ise yüksek okul bünyesinde çalışan diğer öğretim üyeleri üslenecektir.
İlk bir iki yıl işler kolay gider ama yıllar geçtikçe sınıf ve ders sayıları artmaya başlar. Bu üç hocamızın üçüncü ve dördüncü yıldan sonra ders yükleri artmaya başlayacağı, bunların yerine getirilmesinin zorlaşacağı açıktır. Üstelik serbest çalışan mühendisler daha çok para kazanmaktadırlar. Bu sebepten dolayı mühendislik bölümüne öğretim elemanı bulmak mümkün olmamaktadır. Hatta Ekrem hocamız anılarını anlatırken “Biz gittikçe ihtiyarlıyoruz, arkamızdan genç öğretim elemanlarını yetiştiremezsek bu iş batacak” demiştir. Kendisi kurtuluş çaresini düşünmüş ve Harita Mühendisleri Odasına giderek yukarıda ifade ettiğim kaygısını oda yetkililerine bildirmiş ve “Eğer Özel Sektörde ve kamu sektöründe çalışan mühendisler bölümümüze yardım etmezlerse bölümün sonu parlak değil” demiştir.
Hocamız Ekrem Ulsoy’un bu teklifi, kabul görmüş ve Harita Kadastro Mühendisliği Bölümü (HKMB) hocalarına yardım gelmeye başlamıştır. Ekrem hocamız bu konu da “Ondan sonra eleman bulduk ve işimizi genişlettik.” demiştir.
(HKMB)’de eğitim öğretim müfredatı olarak, Kendi eğitimlerini aldıkları Berlin Yüksek Teknik Okulu’nun harita mühendisliği eğitim öğretim müfredatı örnek alınmış. Gerekli Alet, edevat temin edilmiş ve öğretime başlanmıştır. 1949-1950 yılında yedi öğrenci ile eğitime başlanmıştır.
O tarihe kadar Türkiye’de “Harita Mühendisliği” diye bir mesleğin olmadığını yine bu hocalarımız dile getirmiştir. Türkiye’de ilk Harita Mühendisliği Yıldız Teknik Üniversitesi’nde açılmış ve buradan Türkiye’nin değişik üniversitelerinde bölümümüz açılmaya başlanmıştır. Bu bölümlerin açılmasında bu üç hocamız hep öncülük etmiş ve bu bölümleri desteklemişlerdir. Bugün ülkemizde Harita Mühendisi yetiştiren çok sayıda üniversite bulunmaktadır.
1971 yılında gündüz öğrenimine paralel 5 yıllık ve daha sonraları 1987 de 4 yıllık gece öğretimi (2. öğretim) başlatıldı. 1982 de İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi olan okulumuzun ismi Yıldız Üniversitesi ve 1992 de Yıldız Teknik Üniversitesi olmuştur.
Görüldüğü gibi Gördes’in Kıranköy’ünde doğan İbrahim Koç’un Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nden sonra okuyacağı bölümün açılmasında emeği geçen bütün değerli şahsiyetlerin her birine, kendim ve buradan mezun olanların hepsi adına yaptıkları hizmetlerin önünde saygıyla eğilir ve rahmetler dilerim.
(Not: Bu tarihi bilgiler, Harita Kadastro Mühendisleri Odası’nın yayınlarından derlenmiştir.)

Bu yazı 101 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum