Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-18

01 Eylül 2023 - 17:28 - Güncelleme: 01 Eylül 2023 - 17:29

     Çobanlık Yaparken Boş Vakitleri Değerlendirme
Başta Türkçe öğretmenimiz olmak üzere bütün öğretmenlerimiz yeri geldiğinde bizlere, kitap okumanın önemine vurgu yaparlardı. Bu konuda biz öğrencilere dedikleri: “Kitaplar içerdiği konularla, başka kişilerin hayat deneyimlerini okurlarına göstermek için ayna olurlar. Bu yaşam tecrübeleri, okunduğu zaman insan, yaşanmışlığın sonucunun iyi olduğunu veya kötü olduğunu görecek ve bundan bir deneyim kazanacaktır. Kendi yaşamında, kitapta okuduğuna benzer bir durumla karşılaştığında sonucunun ne olduğunu bildiği için kararını ona göre vererek adımını atacaktır. Başka bir ifade ile kitaplar insanlara başka insanların başından geçen olaylardan ders almayı öğretirler. Böylece kendi yaşamını sürdürürken ağır bedeller ödemek zorunda kalmazlar. Kitap okumak, en iyi en akıllı en çalışkan insanlarla sohbet etmek gibidir.” şeklinde özetlenebilir.
 Öğretmenlerimin tavsiyelerine uyarak yanımda mutlaka bir kitap bulundururdum. Hayvan otlatırken müsait durumlarda kitabımı çıkarır okurdum.
       Kitap okumaya ara verdiğimde, hayvanların durumuna bakar, etrafta biraz dolaşırdım.  Bu esnada, yerde yüzeyi düzgün bir taş bulduğumda bunu yanıma alır üzerine ne yazılabilir arayışına girerdim. Bu gibi taşlar üzerinde hesap işlemleri yapılabiliyordu. Daha sonra hocamızın kara tahtada anlattığı karekök alma işlemini bu gibi taşlar üzerinde yapardım. Böylece hem hayvanları otlatırdım hem de matematik çalışmış olurdum.
SINAV MARATONU
      Yatılı Liselerin Başvuru Belgelerinin Hazırlanması
       Ortaokulu 1964-1965 eğitim öğretim yılında bitirdim. O zaman Gördes’te lise ve dengi bir okul yoktu. En yakın lise Akhisar’da bulunuyordu. Fakat orada ekonomik destek olmadan okuyabilmem imkansızdı. Ailemin buna imkânı yoktu O nedenle mutlaka yatılı bir okul sınavını kazanmam gerekiyordu. Şansımı artırmak için çok sayıda yatılı lise sınavlarına girmem kaçınılmazdı. Birini kazanamazsam belki diğerini kazanabilirim düşüncesi ile hareket ediyordum. Bundan dolayı panolara asılan yatılı lise ilanlarının hemen hemen hepsine başvurmayı kararlaştırdım. Nasıl olsa sınava girmek için yol parasını ve bir günlük otel masrafını karşılayacak para bulabilirdik diye düşünürdüm. Ortaokulu iftiharla bitirdikten sonra yatılı liselerinin sınava giriş belgelerini hazırlama mücadelesi başladı. Girdiğim yatılı lise sınavları: Maliye meslek lisesi, Tapu Kadastro Meslek Lisesi, Ziraat Meslek Lisesi, Düzce Orman Tekniker Okulu sınavları idi.
      O yıllarda yatılı lise sınavları merkezi sistemle değil, her lise kendi sınavını kendileri yapıyorlardı. O nedenle sınava girebilmek için gerekli olan evraklar (sağlık raporu, savcılık belgesi, okulu iyi derece ile bitirdiğine dair belge, nüfus cüzdanı, fotoğraf, vs.) şeklinde sıralanıyordu. Bu evraklar sınavına girilmek istenilen her lise için tamamlanmak zorundaydı. Ortaokulu bitirdiğim yaz Gördes’le tarla damı arasında mekik dokudum desem yeridir. Bazen bir evrakı tarla damında unuttuğum olurdu. O zaman evrakı getirmek için ayni yolu ağustos böceklerinin zırıltısı altında gidip geldiğim oldu. Bu belgelerden en zor elde edileni tam teşekküllü hastaneden alınması gereken sağlık raporu idi. Çünkü bunun için Manisa’ya gidip ilgili doktorlara muayene olup raporu imzalamaları gerekiyordu. Rapor bazen akşama yetişmez, o durumda otelde kalmak kaçınılmaz olurdu. Bu da aile bütçesine bir yük getiriyordu. Bir yatılı lise için gerekli belgelerin tamamladığımda her zaman derin bir oh çekmişimdir.
       Maliye meslek lisesi, Tapu Kadastro Meslek Lisesi, Ziraat Meslek Lisesi, Düzce Orman Tekniker Okullarına ait sınava giriş belgelerini elde etmek için temin ettiğim evrakları, o okulların istediği tarihlerde gönderdim.
Çocuğun Önüne Al Birkaç Koyun Onları Gütsün
     Sınav başvurularını, farklı parasız yatılı liselere yaptıktan belli bir süre sonra, ilgili okullardan sınava giriş belgeleri gelmeye başladı. Gelen yazıda “sınav şu tarihte ve şu saatte yapılacaktır. Sınava giriş belgenizle birlikte adı geçen yerde hazır bulunmanız gerekmektedir “denilmekteydi. O zaman yol hazırlıklarına başlardım. Babam eğer yanında para varsa, bana gerekli parayı verir, yoksa Mamut dedeme gidip ondan para isterdik. Dedem parayı verirken babama “Mustafa siz bu çocuğa boşuna masraf yapıyorsunuz. Şimdi her tarafa torpille girilir. Fakirlerin çocuklarını kazandırmazlar. Onun için çocuğun önüne al birkaç koyun onları gütsün” şeklinde bir nasihat verirdi. Ben de dedemin bu sözlerini duyunca çok üzülürdüm. Ben ya da bir başka öğrenci, sınavlarda sorulan soruları doğru yanıtlaması halinde sınavı kazandırmayıp onun yerine hak etmediği halde bir başkasının sınavı kazandı gösterilmesi insanlık ötesi bir durum olur. Liyakat yerine eş dost kayırması işin içine girerse toplumda çürüme başlar ve kimsede çalışma hevesi kalmaz ve toplum ileri gideceğine geri gider. Ben dedemin bu sözler karşısında “Umarım bu sınavları başarı ile kazanırım ve hakkım elimden alınmaz” diye kendi kendime umudumu sürdürürdüm.  Babam da dedeme “Baba biz elimizden geleni yapalım, ümidimiz kalacağına emeğimiz kalsın “diye ona yanıt verirdi.
     Orta okuldan mezun olduğum 1965 yazında Kadastro Lisesinde eğitime başlayıncaya kadar geçen sürede, tarla damında üç-dört gün üst üste kaldığımı hatırlamıyorum. Ya sınav evrakı hazırlamak için Gördes’te, sağlık raporu almak için Manisa’da, sınava girmek için bir şehirde olurdum. Sınavların birinden geldiğimde, başka birisinin sınavına gidiş hazırlıkları başlardı. Tek tesellim sınavların birinden diğerine gidip gelinceye kadar yeteri kadar bir sürenin olmasıydı. Çok şükür ki sınavın birinden çıkıp diğerine yetişememe gibi bir durum olmadı ve Maliye Meslek Lisesi, Tapu Kadastro Meslek Lisesi, Ziraat Meslek Lisesi, Orman Tekniker Okulu sınavlarına sağ salim gittim geldim. Sınavlar çakışsaydı çok üzülürdüm.
 Maliye Meslek Okulu Sınavı
      Sınava giriş belgesi ilk gelen, Maliye Meslek okulununkiydi. Bu okulun sınavı iki aşamadan oluşuyordu. Birincisi yazılı olacak ve Manisa’da yapılacaktı. Birinci sınav kazanıldığı takdirde ikinci sınav olan sözel olarak Ankara’da yapılacaktı. Bana bildirilen tarihte Maliye Meslek Okulu’nun yazılı sınavına girmek için Manisa’ya bir gün önceden giderek sınav yerini öğrendim ve ertesi gün şimdiki Hükümet Binası’na yakın bir okulda yazılı sınava girip döndüm.
     Bu sınavlara gidiş ve gelişler sırasında Akhisar Otobüs Garajında bir levhadaki yazı çok dikkatimi çekmiş ve bana çalışma azmi vermiştir. Bu yazıda şöyle diyordu: “Başarı, başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir. Mustafa Kemal Atatürk” Bu söz bana ilham kaynağı olmuş ve önümü aydınlatmıştır. Gerçekten hangi hedefe varılmak isteniyorsa, önce o hedefe odaklanmak ve onun için gerekli çalışmaları savsaklamadan yerine getirmektir. O hedef dışındaki diğer işler, hedef alınan işi engellememelidir. Nitekim Ulu önderimizin başardığı işler başka türlü yapılamazdı.

Bu yazı 418 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum