Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Siccin Nedir Bildin mi?

28 Kasım 2017 - 14:05

Kur'anda en çok dikkatimi çeken kavramlardan birisi de 'Birr''dir. Genelde iyi ve iyilik anlamı verilen bu kavram, uzun zamandır merakımı tetikliyordu. Zira pek çok ayette yer alan; ‘işini iyi yapanlar', 'iyi işler yapanlar', 'iyi olanlar' gibi tanımlamalar; hem uyarıcı ve hem yol gösterici bir özellik taşıyordu.
            Kısaca bir kaçına göz atmak istedim bu kavramların.
            ' Gerçekten inanan ve faydalı işleri EN İYİ ŞEKİDE yapanlara gelince'' (Secde–19)
            ' O ki, hanginizin DAHA İYİ amel yapacağını ortaya çıkarmak için ölümü ve hayatı yarattı'' (Mülk–2)
            ' Şüphesiz İYİLER, nimetler/ mutluluk içindedirler' ( İnfitar–13)
            ' İnananlar ve yaptığı işin EN İYİSİNİ yapanlar ise, onlar bir bahçe içinde neşelendirilirler.' ( Rum–15 )
            ' ' Şüphesiz bunda, İYİ düşünen bir toplum için işaretler vardır.' ( Rum–21 )
            ' Kim inkâr ederse, inkârı kendi zararınadır. Kim de İYİ BİR İŞ yaparsa kendisi için yatırım yapmış olur.' ( Rum–44)
            ' İnanıp faydalı işleri EN İYİ ŞEKİLDE yapanları ise elbette İYİLERİN arasına katacağız' (Ankebut–9 )
            ' 'Şüphesiz ki Allah; daima İYİ DAVRANANLARLA beraberdir!' (Ankebut–69 )
            ' Namazı tam kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önceden yaptığınız HER İYİLİĞİN karşılığını Allah'ın katında bulursunuz. Yaptığınız her şeyi gören Allah'tır.' (Bakara–110 )
            Kur'an iyi kavramından bu kadar çok bahsediyorsa, o zaman şu soruyu sormak gerekmez mi? Nedir iyi ve nedir iyilik?
            Allah, ayetlerini ayetleriyle açıkladığını söylüyor. Bu kitabı geniş geniş açıkladığını bildiriyor. Bunun böyle olmasını, 'başkalarına kul olmayalım' diye takdir ediyor. Pek çok ayette iyi kavramı bu kadar ısrarla yer alıyorsa, Allah bize, bu iyi kavramının ne olduğunu mutlaka anlatmıştır.
            Ayetler arasındaki ilişkiler ağına dikkat edip çalıştığınızda, bunu hemen bulabiliyor insan.
            Peki, nedir iyilik?
            İşte cevabı:
            ' İYİLİK, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz değildir.
            Asıl İYİLİK; ‘Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlerine iman edenlerin;
            Mala olan sevgilerine rağmen onu yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın en kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır.'
            İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.' (Bakara–177)
            Allah, müminlere önce Beyt'ül Mukaddese yönelmelerini emretmiş, daha sonra Kâbe'ye yönelmelerini bildirmişti.
            Yahudiler batıya doğru, Hıristiyanlar doğuya doğru yönelip namaz kılarlardı. Kâbe'ye yönelme, bazı Müslümanlara da zor gelmişti.  Ayet, söz konusu gelişmeler üzerine inmiştir.
            Bu ayet hem iman etmenin, hem iman ettiği biçimde yaşamanın bütün unsurlarını içeren, çok yönlü özelliğe sahiptir. İman edenlerin, iman ettiği şekilde yaşaması ‘Birr' ifadesiyle belirtilmiştir. Yani iyilik; iman edip yaşamaktır.
            İman, bir sorumluluk akdidir. Gereği yerine getirilmediği zaman, akdin bir anlamı kalmaz. Kısaca, şunları söylemek mümkündür:
            Allah'a, ahiret gününe, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman edenler; namazını dosdoğru kılmak, zekâtı vermek zorundadır. Mal ve mülk sevgisi yakıcıdır. Buna rağmen yakın akrabaya, isteyene, darda kalmışa, muhtaca vermek iman akdinin gereğidir.
            İman edenler yalan söylemez. Verdiklere söze sadık kalırlar. Bir antlaşma yaparlarsa yerine getirirler. Hak ve hukuk gözetirler. Adaletle hükmederler. Zorluklara, hastalıklara sabrederler.
            İşte Kur'an'ın bahsettiği ‘Birr', yani iyilik budur.
            Elmalılı Hamdi Yazır, bu ayetle ilgili olarak şunları söylemiştir: 'Görülüyor ki bu ayet açıkça veya delalet yoluyla, insanlığın bütün üstün vasıflarını içine toplamıştır. Buna işaretle, peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur, ‘Her kim, bu ayet ile amel ederse, imanını kemale erdirmiş olur.' ( Hak Dini Kur'an Dili, cilt–1, sahife.492 )
            Ve dünya hayatında bütün yollar ahirete çıkar. Yani o hesap gününe. Kur'an o günde; kitabı sağdan verilenlere müjde verirken, soldan verilenlere de acır.
            O günde İyilerin, işini iyi yapanların durumu şu şekilde anlatılmaktadır:
            ' Hayır hayır, iyilerin yazısı muhakkak İliyyundadır.
            Bildin mi sen, İliyyun nedir?
            Yazılmış bir kitaptır o.' ( Mutaffifin–18.19.20 )
            Yukarıdaki ayetlerin mealleri Hamdi Yazır'a aittir. Diyanetin mealinde de benzer ifadeler vardır. Önceki asırların tefsirlerinde de, İliyyun için ‘yazılmış bir kitap' açıklaması yapılmıştır.
            Bunların tamamı yetersizdir ve yerine oturmamıştır. Çünkü Allah, hüküm ve hikmet sahibidir. Hikmete ulaşıldıkça, ayetlerin anlattığı kavramlar daha iyi anlaşılır hale gelmektedir.
            Sadık Türkmen'in ‘İniş Sırasına Göre Kur'an' mealinde, bu ayetlere verdiği anlam şu şekildedir:
            ' Hayır hayır! Şüphesiz İyilerin kaydı iliyyundadır.
            İliyyun nedir bildin mi?
            O numaralanmış bir bellektir (bilgi işlem merkezi gibidir)'
            Allahın hikmetine, indirdiği ayetleri yarattığı ayetlerle okudukça ulaşabiliyoruz. O hesap gününde kitabın sağdan verilmesi, İyilerin kaydının yapıldığı İliyyun isimli bir belleğin verilmesi olarak düşünülebilir.
            Peki ya kötülerin durumu? İman etmeyenler, iman ettik deyip akitlerine sadık kalmayanların durumu ‘kötü' olarak tanımlanmıştır. O hesap gününde, kötülerin durumunu Kur'an şöyle anlatıyor:
            ' Hayır Hayır! Şüphesiz suçluların kaydı Siccindedir.
            Siccin nedir bildin mi?
            O, yazılıp numaralanmış (bilgi işlenen / girilen ) bir bellektir.' ( Mutaffifin- 7.8.9 )
            Allah Kur'anda, hesap gününün kolay ve çabuk görüleceğini söylüyor.
            Her iyinin sağından verilen İliyyunu, her kötünün de solundan verilen Siccini olacak. Hani, hiç kimse itiraz edemeyecek diyor ya Kur'an. İliyyunda iyiler, Siccinde kötüler yaptıklarını itiraz edemeyecekleri şekilde görecekler.
            İliyyun mu? Yoksa Siccin mi?
            Bütün mesele burada.

Bu yazı 2303 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum