Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


İki Öykü

26 Haziran 2016 - 16:18

Geçen gün kızım okuldan geldikten sonra baktım ki bir A-4 kâğıdına biraz büyük harflerle bir şeyler yazmış. Ne yazdın kızım? diye sorunca;
— 'Baba, kitabımızda okuduğum bir hikâyeyi yazdım, çok güzelmiş okuyunca ağlamam geliyor', dedi. Okuyunca benim de ağlamam geldi. Ağlamanın, hüznün varoluşumuzu zenginleştirdiğine, ruhumuza terapi etkisi yaptığına ve bizi Allah'a yaklaştırdığına inanıyorum. Onun için de hüzünlü hikâyeleri seviyorum. Dücane Cündioğlu'nun yıllar önce yazmış olduğu bir gazete yazısından not almıştım, şöyle diyordu: 'Ey talib, Hira''sız din, itikafsız Ramazan olmaz. Kalabalıkların arasındayken Tanrı''nın seninle ne işi olabilir?'
'Tanrı konuşmak için yalnız olanları seçer!' diye uyarmıştım seni, hatırlamıyor musun?
İçine çekilmen gereken bir kendiliğin bile yok. Bir sığınağın. Bir mağaran. Tek başına için için ağlayabileceğin bir odan. Hüznün yok çünkü.
Madem mahzun değilsin ey talib, niçin kendini aç bırakıyorsun?
Şimdi size önce kızımı hüzünlendiren öyküyü sonra ise İmam-Hatip yıllarımda bir arkadaşımızın sınıfta anlattığı ve bütün sınıfı çok etkileyen ve hala cevabını merak ettiğim öyküyü anlatmak istiyorum.
Anne
Genç bir kirpi, dünya gezisine çıkmıştı. Büyük bir çölde kaybolmuştu. Gece olunca korkmaya başladı. Karanlığın içinde çevresini görmeden dolaşıyordu. Kendisine sığınacak bir yer arıyordu. O sırada bir varlığa dokunduğunu hissetti.'Yaşasın!' diye bağırdı. Sonra ona dönerek sordu, 'Anneciğim, sen misin?'
Ne yazık ki, genç kirpinin dokunduğu varlık, dikenli bir kaktüstü.
Kırmızı Benekli Pinpon Topu
Baba çocuğunu okula yazdıracakmış. Ama çocuk korkuyormuş. Babası demiş 'bak oğlum. Seni okula yazdıralım. Birinci sınıfı pekiyle geç. Sana istediğin şeyi alacağım.' Çocuk tamam demiş.
Neyse zaman geçmiş. Çocuk ilkokulu pekiyle bitirmiş. Babası gelmiş.
— Oğlum ne istiyorsun?
 Çocuk demiş:
— Kırmızı benekli pinpon topu.
Baba şaşırmış:
— Oğlum ne yapacaksın kırmızı benekli pinpon topunu?
— İstiyorum işte baba. Alacağım dedin, al işte demiş çocuk
 Babası geçiştirmiş:
— Oğlum saçmalama. İyi bir şey iste alayım. Bunu almam.
— Olmaz bunu isterim demiş. Bunu almazsan başka bir şey alma demiş çocuk.
 Derken çocuk diplomayı vermiş babaya.
 Baba demiş yine her zaman ki tavrı ile:
— Oğlum ne istiyorsun.
 Çocuk demiş:
— Kırmızı benekli pinpon topu.
 Baba şaşırmış:
— Oğlum ne yapacaksın kırmızı benekli pinpon topunu?_
— İstiyorum işte baba. Alacağım dedin al işte demiş çocuk
 Babası geçiştirmiş:
— Oğlum saçmalama. İyi bir şey iste alayım. Bunu almam
— Olmaz bunu isterim demiş. Bunu almazsan başka bir şey alma demiş çocuk.
 Artık liseye başlamış çocuk.
 Her sene aynı şeyler devam ediyormuş.
Çocuk üniversitede tıp bölümünü kazanmış.
Babası gururlanmış. Bu sefer ne isterse alacağım demiş. Çağırmış çocuğu yanına;
— Oğlum ne istiyorsun?
 Çocuk demiş:
— Kırmızı benekli pinpon topu.
Uzatmayayım aynı diyalog tekrarlanmış.
Çocuk tıptan mezun olmuş. Artık doktormuş bu çocuk dediğimiz adam.
 O gün babası çağırmış yanına:
— Oğlum, sen artık bir doktorsun. Koca adam oldun. Al demiş bu araba senin.
 Çok sevinmiş doktor. Ama yine de babası kırmızı benekli pinpon topu almadı diye üzülüyormuş.
Neyse, araba ile gezmeye çıkmış. Biraz hız yapmış ki vahim bir kaza geçirmiş. Hemen hastaneye kaldırmışlar.
 Baba yetişmiş hastaneye. Oğlunun doktoru ile görüşmüş. Doktor durumunun kötü olduğunu her an ölebileceğini söylemiş babasına çocuğun.
 Adam ağlamış sızlamış feryat figan etmiş ama ne fayda.
 Çocuk elden gidiyor.
 Odasına girmiş.
— Oğlum nasılsın bakalım. Doktor iyi olacağını söyledi. Benden bir isteğin var mı şimdilik?
 Zorlukla cevap vermiş çocuk.
— Baba. Kırmızı benekli pinpon topu istiyorum, al ne olur.
 Baba gözyaşları içinde seslenmiş oğluna:
— Tamam oğlum, alacağım, söz alacağım. Ama söyle ne olur bu kadar senedir neden benden kırmızı benekli pinpon topu istiyorsun:
 Çocuk zorlukla cevap vermiş:
— ÇÜNKÜ'.   demiş ve ölmüş çocuk.
Öykü böyle bitiyor, umarım hüznünüze hüzün katmışımdır. Sizin de hüzün öyküleriniz vardır. Kendi kendinize ve başkalarına anlatın ve hüzünlenin, zira hüzün kişiyi kendine ve Allah'a yaklaştırır.

Bu yazı 1275 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum