Emine ATAMAN KOÇ

Emine ATAMAN KOÇ

52emineataman@gmail.com

Zeytin Müzesi

05 Ekim 2019 - 17:06

Yeşile dikkat çeken çalışmalar artmış durumda. Yürüyüş turları, lavanta ve kekik tarlalarının turlarla gezilmesi moda oldu. Turizm şirketleri de bu işin içine girdi. Tarih ve kültür gezilerinin yanına doğa gezileri eklendi ki çok memnuniyet verici. Bu gelişmeye festivaller de dahil diyebiliriz. Artık Festivallere genel bir isim bulundul: hasat mevsimi diye. Ülkemizin bütün bölgelerinde bu isim altında çeşitli şenlikler yapılıyor.
 Portakal çiçeği, badem baharı, papatya, zeytin toplama, kayısı, şeftali zamanı vb. Geçtiğimiz günlerde tarhananın da festivali yapıldı.
İsimler önemli değil elbet burada amaç turizmin canlandırılmasıdır. Bacasız sanayii diye tabir edilen turizm tanıtım ister. Şenliklerin çoğalmasında, gelişip güzelleşmesinde turizme büyük katkısı olduğunu bilen biri olarak mutlu oluyorum.
Geçtiğimiz hafta gittiğim Akhisar'da Zeytin Müzesini gördüm.  Eski kasap hali, zeytin, zeytinyağı tanıtım reyonları ile zeytin ve zeytinyağı müzesine dönüştürülmüş. Tarih ve kültür bir arada. 1900'lü yıllarda kasap hane olarak yapılmış olan tarihi binayı belediye onarmış. Kültürlerine sahip çıkma konusunda büyük adım atmış Akhisarlılar.
Şehir merkezinde görmüş olduğum Zeytin Mezesini çok beğendim. Altı yıl önce işletmeye açılmış.  Bu geniş mekanda zeytin bitkisinin toprağa dikildiği andan başlanarak yağının şişelere konulduğu güne kadar bütün aşamaları görsel olarak sergilenmiş.
Yağ çıkarma makilerinin, zeytin çuvallarının, tarlayı süren çiftçi figürünün yanında yemek yeniliyor, çay, kahve içiliyor. Zeytin müzesini sadece, gezip görmek isteyenler de serbestçe gezebiliyor. Tarihi bir yapının zeytin müzesi haline getirilmesi yerinde bir çalışma olmuş.
 Burada masalara konan servis kağıt peçetelere şehir haritası çizimi yapılmış. Bu peçetelerin her birindeki haritalarda şehir sokak sokak gösterilmiş, önemli noktalar işaretlenerek belirgin hale getirilmiş.
Akhisar'a ilk defa gelenlere güzel bir hizmette bulunulmuş. Basit gibi görülen bu çalışmalarla da şehri görmeye gelenler kolayca gezme imkanı sunulmuş.
 Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim tekrar olacak belki ama. Zeytin müzesini görünce yazmam gerektiğini düşündüm. Bizim de halımız var tanıtılmayı bekleyen. Böyle bir yer Gördes'te neden olmasın?  
Akhisar'ın nüfusu çok, imkanları fazla denilebilir. Bu konunun nüfusla ya da imkanlarla pek ilgisi yok. Artık günümüzde en küçük yerleşim birimlerinde dahi yöresel ürünlerin değerlendirilmesine yönelik sergiler, müzeler açılıyor, festivaller düzenleniyor.
Bölgemizin dağlarında yetişen laleler en iyi doğal ürün elimizde. Halı kültürümüz zaten bir markadır bana göre. Sonra ayva, üzüm ve yemeklerimiz.
Şehrin merkezinde atıl durumda uzun yıllardan bu yana bekleyen eski hamam var. Bu yapı elden geçirilip, halı müzesi olmalı. Halının dokuma aşamaları konu olarak işlenmeli. Koyunun sırtındaki yünden başlanılarak evlerimizde yazgı olarak kullanılma arasından geçen süreç sahne sahne sergilenmeli. Halı dokuma salonu düzenlenip, tezgah başında dokuyucular olmalı. Halı satış salonlar açılmalı. Bina mimari açıdan değerli bir yapı.  Yeni Gördes'in en eski yapılarından. Böyle güzel bir amaç için kullanılması yerinde olacaktır. Çarşı merkezine de canlılık getirecektir. Şehirlerde oluşun insan hareketliği doğrudan çevre ekonomisine de katkı sağlayacaktır.
Yeşil Gördes'imizin daha da güzel olması dileğiyle'

Bu yazı 3107 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum