Reklam
Reklam
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

CDS!

21 Temmuz 2022 - 19:24 - Güncelleme: 21 Temmuz 2022 - 19:24

Gördes ekonomisinin ana damarını, uzun yıllar tütüncülük oluşturdu. Eski Gördes’te başlayan bu serüven, 2000’li yılların başına kadar devam etti. Alışverişler, düğünler, ihtiyaçlar hep tütün parasına yapılırdı. Bu yüzden yılın sadece belli aylarında, Gördes’te para bolluğu olurdu.
            Tütün tarımsal bir faaliyetti. Hastalıklı yıllar olurdu. Mevsim şartlarının yerle bir ettiği dönemler olurdu. Dolayısıyla tütüncülük nezle olursa, Gördes ekonomisi kaçınılmaz biçimde zatürre olurdu.
            Bu durum halkın derdi olduğu kadar; piyasanın, esnafın ve tüccarların da derdi haline gelirdi. Bunun anlamı şuydu. İklim şartları, ürün kalitesi, ilçe ekonomisi için birer risk faktörüydü. Piyasa bu risk faktörlerini, mutlaka hesaba katmak zorundaydı.
            Eski Gördes yıllarında yaşananları anlatayım size. Bazı esnaf ve tüccarlar yaz aylarında köylere çıkardı. Hem çiftçinin gönlünü alır, göz ucuyla tütün tarlalarını kontrol ederdi. Üreticiyle sohbette bulunur, istifteki tütünlere dikkat kesilirdi. Yapılan bu ziyaretler, aslında riski keşfetmek demekti.
            Mevsim uygun gitmiş, kalite ve rekolte memnun edici ise sevinçle geri dönerlerdi. Böyle yıllarda esnaf borçlanmaktan korkmadığı gibi, çiftçiye mal satmaktan da çekinmezdi.
            Bunları niye anlatıyorum.
            Türkiye bugüne kadar görmediği, bir ekonomik sıkıntı içinde. Matematiği zayıf olan bir toplum, ister istemez matematikçi oldu. Yüzde hesapları, maliyet hesapları bir çırpıda ortaya konuyor. Kalem deftere bile gerek kalmıyor.
            Böyle bir ortamda, ekonominin bazı kavramları konuşuluyor. O kavramlar ve rakamlar karşısında, zaman zaman şaşkınlık yaşanıyor. Bir yere kadar akıl erdiriyoruz, sonra arkasını getiremiyoruz.
            Gayet normal bir durum.
            Mesela o kavramlardan birisi CDS.
            Peki, nedir CDS?
            Bana vatandaşların sıkça sorduğu bu soruyu, anlaşılabilir şekilde izah etmek için yukarıdaki hikâyeyi anlattım.
            CREDİT, DEFAULT, SWAP kelimelerinin baş harflerini yan yana getirin CDS oluyor. Kredinin geri ödenmeme riskini tespit etmek ve bu riske karşı kredinin sigortalanması için kullanılan değerdir.
            Yani siz kredi talep ettiğinizde, CDS’ye bakıyorlar. Şayet yüksekse kredi maliyetiniz de yükseliyor. Çünkü risk priminiz fazlalaşıyor. Diyelim ki %12 faiz oranıyla aldığınız bir kredi var. Fakat risk priminiz yüksek, bunun üstüne birde sigorta maliyeti biniyor. Yani % 12 ile kredi buldunuz. CDS’niz yüksek olduğu için, bir 6 puan da sigortadan üzerine ilave oluyor. Böylece bulunan krediye %18 faiz ödüyorsunuz.
            Ülke ekonomilerinin, sağlıklı olup olmadığına işaret eden faktörler var. CDS rakamları bunların başında geliyor. Bu rakamlara göre, ekonomilerin sağlıklı olup olmadığına karar veriliyor.
            Peki, bu CDS rakamı ne olmalı?
            Uluslararası piyasalarda bir ülkenin CDS’i, en fazla 300 baz puan olmalıdır diye değerlendirme yapılıyor. Bu rakamın üstündeki bütün rakamlar, ekonomilerin sıkıntı içinde olduğunu gösterir.
            Bizim CDS kaç acaba? En son açıklanan rakam 883,84. Yani 900 sınırına dayanmışız. Uluslararası piyasalarda kabul edilen, 300 sınırının tam üç katına çıkmışız. Mesela bizi kıskanan Almanya’da bu CDS, yalnızca 15.37.
            Türkiye ekonomisi, borçlarını çevirebilmede yeni kredilere muhtaç. Bu CDS rakamlarıyla hem kredi bulmak zorlaşıyor, şayet bulursa maliyeti katlanıyor.
            Bütün dünyada CDS rakamları, ekonominin tansiyonu olarak kabul görüyor. Bu yönüyle bakıldığında, Ülke ekonomisi hiper tansiyon hastası. Peki, ne oldu da Türkiye ekonomisi, böyle bir hastalığa yakalandı.
            Enflasyonun aşırı yüksek olması
            Enflasyonla mücadelede etkili bir yol geliştirilememesi
            Döviz kurlarındaki oynaklık
            Para politikasındaki belirsizlik
            Kuru dengelemek için, devamlı döviz satılması
            Döviz rezervlerin düşük seviyede kalması
            Cari dengenin bozulması
            Merkez Bankası bağımsızdır algısının hızla zayıflaması
            Enerji fiyatlarının yükselmesi
            Diğer Merkez Bankalarının faiz artırımına gitmesi
            Rusya-Ukrayna savaşı
            Ekonominin mantığı ve realitesi herkes için aynıdır. Kasabadaki esnaf ve tüccarın değerlendirmesiyle, ekonomi yönetiminin başında bulunanların değerlendirmesi arasında fark yoktur ve olmamalıdır. Sadece şekil ve şartlar değişiktir.
            Bugünkü ekonomi yönetiminin, Gördesli tüccarlar kadar basiretinin olmayışı ne hazin değil mi?

Bu yazı 696 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum