Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-101

29 Ağustos 2024 - 16:41 - Güncelleme: 29 Ağustos 2024 - 16:41

DERS NASIL TAKİP EDİLMELİ?
Uzun yıllar Harita Müh. Bölümünde değişik meslek derslerine girip öğretim üyeliği yapmış birisi olarak bir öğrencinin başarılı olması için nelere dikkat etmesi hususundaki deneyimlerimi aktarıp yeni kuşakların daha donanımlı yetişmelerine katkıda bulunmak istiyorum. Bunun yolu da bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasından geçer. Bu aynı zamanda görevimiz ve gelecek kuşaklara omuz vermektir.
Bir hoca, hangi kitaplarla sınıfa gelip ders anlatıyorsa, öğrenci mutlaka o kitapları edinmelidir. Böylece dönem boyunca anlatılacak konuların hepsinin bir arada olduğu bir kaynağa veya kaynaklara sahip olacak ve hocanın anlatacağı konuyu önceden okuyarak derse gelme imkanını elde edecektir.  Böylece dersleri daha iyi anlayacak veya anlaşılmayan bir konu varsa neyi sorabileceğini önceden belirleyebilecektir.
Öğrenci, elinde kitap olduğu için hocanın anlattıklarını yazmasına gerek kalmayacak ve yazmakla kaybedeceği zamanı hocayı dinlemekle geçirecektir. Anlaşılmayan bir detay olursa kitaptan bakıp onu öğrenme imkanına zaten sahiptir. Böylece ders daha verimli geçecektir. Ayrıca öğrenci, bu kitabın kaynaklar kısmını inceleyerek konu ile başka kaynakların toplu bir listesini görebilir. Bu kaynakları da edinerek kendisini geleceğe yönelik olarak daha iyi geliştirebilir.
Fakat yine de o dersle ilgili mutlaka bir defteri olmalı ve hocanın üzerinde durduğu hususları, konuların püf noktalarını defterine not etmelidir. Bu defter, ders çalışırken kendisine çok yardımcı olacaktır.  
Ders konularının daha iyi anlaşılabilmesi için, öğrencinin kütüphanesinde farklı yazarların ayni konu ile ilgili ne kadar çok kitabı varsa konunun anlaşılması o kadar iyi olur. Çalışma esnasında bu kitapların hepsini yanında bulundurarak çalışmalı. Ayni konunun diğer yazarlar tarafından nasıl ele alındığını, nasıl açıklandığını, nasıl örnek verildiğini görerek çalıştığı takdirde her bir kitaptan yeni bilgiler öğrenme şansına sahip olacaktır. Öğrenci kütüphanesini yıl yıl zenginleştirmelidir.
Benim üniversitede okuduğum yıllarda meslekle ilgili kitapların sayısı kısıtlıydı. O nedenle mesleğimle ilgili yeni bir kitabım olsun diye kitabevi ve kırtasiye önünden geçerken vitrindeki her bir kitabı tek tek gözlemlemiş, fakat orada mesleğimle ilgili yeni yayınlanmış bir kitap bulamadan ayrıldığım çok olmuştur. Bulduğumda da çok sevinirdim. Amacım kütüphanemde mesleğimle ilgili yayınların artmasını sağlamaktı. Günümüzde kitap bulma imkânı daha fazladır. Kendi kitaplarımı, öğrenciliğimde çektiğim bu sıkıntıları da düşünerek yazdım.
DERS ANLATMA YÖNTEMLERİ
Klasik ders anlatma yöntemi, kara tahta ve tebeşir ikilisinin kullanımına dayalı olarak devam etmiştir. Ben kendi ders anlatma eylemimi tarif edecek olursam, kara tahta ve tebeşiri 2008 li yıllarda bıraktım diyebilirim. Bu olay da hocadan hocaya değişebilir.
Kara tahtadaki anlatımda, hoca anlatacağı konuyu tebeşirle baştan sona yazar ve yazdığı ifadeleri öğrencilere açıklar. Bu arada öğrenciler tahtada yazılanları defterlerine kaydederler. (Şimdilerde tahtanın fotoğrafı çekiliyor.) Daha sonra soru- yanıt evresi başlar. Öğrenciler sorar, öğretmen bunları yanıtlar. Tebeşirle yazılmış tahtadaki bilgilerin öğrenciler tarafından tamamen yazıldıktan ve üzerinde tartışıldıktan sonra, tahtadaki yazılar baştan sona silinip tahta temizlenir. Bu süreç böyle devam eder gider.
Derslerin en yararlı kısmı soru yanıt bölümüdür. Burada bir öğrencinin sorusunu hoca yanıtlarken, bütün öğrenciler konuyu daha iyi anlayabilirler. Öğrenci, soru sormak suretiyle anlatılan derse katkıda bulunmuş olur. Çünkü verilen yanıt sadece kendisine değil bütün sınıfın konuyu daha iyi anlamasını sağlar. Hoca, soruyu uzun deneyimlerine dayanarak anlatacağı için öğrenciler bu deneyimlerden de yararlanacaklardır. Derse devamı az olan veya kendisi sınıfta aklı başka yerde olan öğrenci, hocanın soru yanıt bölümünde anlattığı çoğu bilgi ve tecrübeyi de kaçırmış olur ve dersi anlama seviyesi düşer. O nedenle öğrenciler derslere mutlaka uykularını almış ve kahvaltılarını yapmış olarak gelmeli ve derste hocayı can kulağı ile dinlemelidir.
Öğrenciliğim boyunca hocalarımız derslerini bu şekilde anlatmışlardır. Öğretim üyesi olduktan sonra ben de uzun yıllar bu şekilde derslerimi anlattım. Yani kara tahtayı doldur sil yöntemi. Uzun yıllar tebeşir ile yazı yazdığım parmağım nasır bağlamıştı, tıpkı çiftçilik yapan babamın ellerinin ve ayaklarının nasır bağladığı gibi.
Zaman içinde bilgisayar teknolojisinin ve program yazılımlarının gelişmesi ile görselliğe dayanan sunumlar hızla yayılmaya başladı. Bu ders anlatma biçimlerini de etkiledi. Tebeşir tozu ve tahtaya yazma zahmetinden hocaları kurtardığı için daha konforlu bir ders anlatma süreci başlamış oldu.
Bir dersi bilgisayar sunumu ile anlatmak için anlatılacak konunun ve şekillerin bilgisayarda yazılması gerekir. Oysa benim elimde kitaplarım var ama dijital ortamda yazılmış kitaplarım yoktu. Gerçi kitaplarım bilgisayarda bir yayınevi tarafından yazıldı fakat, kitabın bir kopyasını onlardan istemediğim için pişmanım. Şimdiki aklım olsa her kitabımın dijital kopyalarını bilgisayarımda mutlaka bulundururdum.
Fakat derslerimi de bilgisayar sunumu olarak vermek istiyordum. Yine burada teknolojinin gücü devreye girdi ve benim işimi kolaylaştırdı. Bu yöntem taramaydı. Yani kitap sayfası tarayıcıya yerleştirildikten sonra düğmeye basıldığında sayfanın bir kopyası hafızaya kaydediliyordu. Daha sonra kaydedilen bu sayfalar kullanılarak anlatılacak ders sunuma hazırlanabiliyordu.
Bunun için anlatacağım konu kitabın hangi bölümünü kapsıyorsa, o bölümü bilgisayarda taratarak dijital ortamda yeni bir kopyasını elde ettim. Elde ettiğim bu kopyayı bir uygulama programı ile sunuma hazır hale getirip çok kısa bir sürede sınıfta anlatabilecek hale getirdim.  Böylece ders anlatılması daha rahat hale geliyordu. Anlatılacak konunun ilgili sayfası perdeye yansıtılıp verilecek bilgiler öğrenciler tarafından anlaşılıncaya kadar perdede tutulup üzerinde açıklamalar yapılabiliyordu. Böylece tebeşir tozundan, tahtaya yazmaktan ve tahta silmekten kurtulmuş oluyordum. Kazanılan zamanı öğrencilerin sorularına yanıt vererek değerlendirmede kullanabiliyordum. Uzun yıllardan sonra daha konforlu ders anlatmanın keyfini böylece çıkarmış oldum. Bu Teknolojiyi gerçekleştiren bütün bilim insanlarına sonsuz teşekkürler.

Bu yazı 128 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum