Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Kurban

23 Ağustos 2017 - 13:56

Yaklaşan kurban bayramı vesilesiyle bu yazımızda kurban ibadetinden ve Fıkıh kitaplarımızdaki kurbanla ilgili hükümlerden bahsedeceğiz.
Kurban bayramında ibadet niyetiyle kurban kesmek, hür, mukim (yolcu olmayan), müslüman, zengin olan kimse için vacip olan bir vazifedir. Zenginden maksat, temel ihtiyaçlarından başka artıcı-çoğalıcı olsun olmasın, en az seksen gram altın miktarı mala sahip olan, yani fıtır sadakası ile mükellef bulunacak kimsedir.
Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vacip bir ibadettir. İmam Malik ile İmam Şafiî'ye göre kurban, vacip değil sünnet-i müekkededir.
Kurbanlar, yalnız koyun ve keçi ile deve, sığır hayvanlarından kesilebilir. Mandalar da sığır cinsinden sayılır. Koyun ile keçi ya birer yaşını bitirmiş bulunmalı veya koyunlar yedi, sekiz aylık olduğu halde birer yaşında imiş gibi gösterişli olmalıdır. Deve en az beş yaşını, sığır da iki yaşını bitirmiş bulunmalıdır.
Tavuk, horoz, kaz gibi ehli hayvanlar, kurban olamaz. Bunları kurban niyetiyle kesmek tahrimen mekruhtur. Çünkü bunda Mecusilere bir benzeyiş vardır. Etleri yenilen vahşi hayvanlar da kurban olamaz.
Bir koyun veya keçi, yalnız bir kişi adına kurban olabilir. Bir deve veya bir sığır ise birden yediye kadar kişi adına kurban olabilir. Yeter ki, ortaklardan her biri müslüman olup bu hayvanın yedide birine sahip olsun ve kendi hissesini Allah rızası için kurban kesecek bulunsun.
Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, uyuz ve deli olmasında, boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzunun biraz kırık bulunmasında ve kulaklarının delinmiş veya enine yarılmış olmasında, kulaklarının uçlarından kesilip sarkık bir halde bulunmasında, dişlerinin azı düşmüş olmasında, tenasül uzvu bulunmayıp kesilmiş, burma bir halde yaşamasında bir sakınca yoktur.
İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin ekserisi düşmüş veya kulakları kesilmiş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından fazlası veya memelerinin başları kopmuş bulunan, kulakları veya kuyruğu doğuştan bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.
Kurbanın semiz olması daha faziletlidir. Kemikleri içinde iliği kalmamış derecede zayıf veya topallayan, ayağını yere basıp kesileceği yere kadar gidemeyecek halde topal veya aşikâr bir halde hasta bulunan bir hayvan da kurban olamaz.
Kurbanın kesilecek zamanı eyyam-ı nahr'dir, yani kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür. Fakat birinci gününde kesilmesi daha faziletlidir.
Kurbanlar, şehirlerde veya bayram namazı kılınan diğer yerlerde namazdan sonra, bayram namazı kılınmayan köylerde de bayram gününün fecr (şafak)ından sonra kesilir, ilk vakti budur. Kurbanı geceleyin kesmek tenzihen mekruhtur.
İmam Şafii'ye göre kurbanlar, bayramın dördüncü gününde de güneşin batış vaktine kadar kesilebilir.
Kurbanlar, kıbleye karşı yatırılarak Bismillahi Allahu ekber diye kesilir. Bunu elinden gelirse sahibi kesmelidir, elinden gelmezse münasip bir müslümana kestirmeli, kendisi de başında bulunmalı ve:
İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l-âlemin. Lâ şerike leh. (En'am/ 162)
"Muhakkak benim namazım, kurban ve diğer ibadetlerim hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan ALLAH içindir. Onun hiçbir ortağı yoktur.' ayet-i celilesini okumalıdır. Yalnız kurban sahibinin besmelesi yeterli olmaz, muhakkak kesen, Bismillahi Allahu ekber demelidir. Kasten besmeleyi terk ederse, kurbanın eti yenilmez.
Hz. Peygamber (sav) kurban ibadetinin ehemmiyetiyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: 'Âdemoğlu kurban günü Allah katında kurban kesmekten daha güzel bir amel işlemez. Kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla (sevap olarak) gelir. Kurban, henüz kanı yere düşmeden, Allah tarafından kabul edilir. Bu sebeple kurban kesme konusunda gönlünüz hoş olsun, (bu iş size zor gelmesin)."
Hz. Peygamber'in kurbanla ilgili fiilî sünneti açısından aşağıdaki haber de pek önemlidir.
Cabir b. Abdullah anlatıyor: Resulullah (sav) bir bayram günü kurban olarak iki koç kesti ve onları kıbleye doğru yatırdığı zaman şöyle dedi: "Ben hanif (hakka yönelmiş) olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Allah'ım (bu kurban) sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için sunulmuştur."
Kurbanın anlam ve amacını öğreten aşağıdaki ayetle yazımızı bitirelim: 'O kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Fakat O'na sizin takvanız ulaşacaktır.' (Hac suresi/37.)

Bu yazı 954 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum