Reklam
Reklam
Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

ssamiilker@gmail.com

Dinlediklerim Anladıklarım

24 Mart 2023 - 01:31 - Güncelleme: 24 Mart 2023 - 01:32

İnsan mesleki alanının dışındaki bir konuyu dinlerken, anlatanın murat ettiğinden eksik veya bazen hatalı anlayabilir. Bu doğal bir haldir. Her meslek erbabı bunu yaşar ve bilir. Zaman darlığı, konunun teknik veya yapısal arka planının muhatap tarafından bilinmemesi nedeniyle, biz hekimler bunu çok yaşarız.
Gözüm sulanıyor şikâyeti ile gelen kişinin muhtemel sebeplerini beyin bilgisayarımız, üzerinde yüklü bilgi ve tecrübe verileri ile hızla analiz eder. Bunun için, şikâyeti ile ilgili sorular sorar, muayene ile de varsa belirti ve bulgulara ulaşmaya çalışırız. Sonunda, sorunun klinik tarafındaki nedenini bulduğumuzda, hasta veya yakınına hastalık ve tedavi ile ilgili bilgi verir, gerekiyorsa ilacını yazar ya da ameliyattan söz ederiz. Kısa zaman diliminde muhatabımızın hem konuyu anlaması, hem de kaygılarının giderilmesi ve varsa sorularının karşılanması gerekir. İyi bir Türkçe kullanımı, sabır da gerekir. Yine de bir şeyler eksik kalır iki taraf için de.
İşte buna benzer bir tecrübe yaşadım, iki gün önce. Yunusemre Belediyesinin İrfan Meclisi adlı, STK'lara günlük tahsis edilen güzel tesisinde Manisa Türk Ocağının tertip ettiği bir toplantıya katıldım. K.Maraş merkezli depremden birbuçuk ay sonra, orada onbeş gün görev yapan üniversitemiz (MCBÜ araç ve 2 şoför tahsis etmiş. Hızlı Tübitak projesi ile Adana'da kalmışlar. Her gün alana gitmişler) Mühendislik Fakültesi İnşaat Yapı Bölüm başkanı Prof. Dr. Ali Demir bey, gördüklerini, gözlediklerini alan bilgileri ile de karşılaştırarak yorumladı. İlgiyle izledik.
Özetle;
1. Yerkürenin hareket halindeki plaka adı verilen çok büyük katı kabuk tabaka parçalarının hareketlerinin ürettiği enerji, 1999 Gölcük depreminde 5 katrilyon jül iken, K.Maraş merkezli depremde ise 30 katrilyon jül olarak hesaplandığını söyledi. Bu haliyle bu yeni depremin tarihte bilinen, "karada meydana gelen en büyük deprem" olduğunu ifade etti.
2. Japonya'daki doğusunda oluşan (Pasifik Ateş hattı) depremlerde daha şiddetlileri olur ama onlar deniz dibinde ve kabuğun derinlerinde olduğu için, bu kadar yıkım olmuyor. Sadece ciddi yıkıcı tsunamiler olabiliyor, alçak bölgeler için.
3. Depremin büyüklüğü, yerin altındaki depremin merkezindeki rakamı ifade eder. Şiddeti ise bizim o anda bulunduğumuz yerdeki zemin şartlarına bağlı olarak hissettiğimizdir ve farklı olabilir; azalmış veya artmış halde. K.Maraş merkezli depremin şiddeti, 12 basamaklı şiddet birimine göre 12 idi. Yüzeye yakın bu deprem, alüvyonlu ve zemini sulak Amik ovası ve benzeri ovalarda hayli yıkıcı oldu.
4. Deprem, ilk kırıldığı merkezden etrafa dalgalar halinde sarsıntı yayar. Yatay olan P dalgaları iki yönlü sadece iticidir ve saniyede 8 km hızla yayılır. Bunların yıkıcı etkisi azdır. S dalgası ise aşağıdan yukarı doğru olup, saniyede 4,5 km hızla yayılır ve yüzeyde karasal dalgalanma oluşturur; en yıkıcı etki buna bağlıdır. S dalgaları su ve havada ilerleyemez, söner.
5. Japonya'daki okyanus dibi depremler daha büyük olsa bile, dikey S dalgaları etkisiz kaldığı için yıkıcı etki daha azdır. Yapı kalitesinin iyi oluşu da elbette etkilidir. Ancak 2011 Tohuku depremi ve tsunamisinde Japonya'da 20bin kişi ölmüştür.
6. 1980 ve 90'lı yıllarda, para hırsıyla çok ve hızlı, ama kalitesiz malzeme ve işçilikle yapılan yapıların çoğu tehlike oluştururlar. İri ufak taneli, karışık kumun üzerine dökülen çimento ile elle karıştırılarak hazırlanan beton (su oranı hak getire) kötüydü. 2000'den sonra yapılanların bazıları kötü olsa da, çoğu iyidir. Deprem bölgesinde yıkılan yapıların çoğu 2000 yılı öncesi yapılardır.
7. Perde duvar, yapıların dış cephesine tuğla benzeri malzeme yerine, demir iskeletli beton duvar demektir. İçine yapılmaz, yapıyı büker. Bunlar binanın çökmesini önler veya hayat alanı oluşturur. Deprem bölgesinde, güçlendirilmiş okul veya kamu binaları ile Toki evleri hiç yıkılmadı. İnşaatlarda hatalarla ilgili, birçoğu TV'lerde anlatılan hata örneklerini gösterdi konuşmacı. Birçok ilginç konu vardı, ama yazı için fazla olacak.
Zelzele veya Deprem olarak adlandırdığımız felaketten, kaliteli eğitim ile işinde kaliteli, yetkin ve ahlâklı insanlar yetiştirip, taviz vermeden sıkı ve bazen şiddetli denetim; uymayanlar için de acıtıcı cezalar uygulayarak, bu acıları önler veya azaltabiliriz.

Bu yazı 394 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum