Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-27

19 Ekim 2023 - 08:44 - Güncelleme: 19 Ekim 2023 - 08:45

KADASTRO LİSESİ YILLARIM
ÖKÜZÜMÜZÜN GÖZ TEDAVİSİ
    Lise döneminde bir yaz tatili sırasında öküzümüzün iki gözü de dumanlandı. Gözleri gri bir renk aldı. Öküzümüz gittiği geldiği yerleri göremiyordu. Bu durumda dere tepe fark edemediği için iki de bir tökezleyip duruyordu. Öküz çok büyük zorluk çekiyordu. Ben de bu duruma çok üzülüyordum. Gördes’te o dönemde veteriner var mıydı yok muydu bilmiyorum. Belki vardı. Tahminim, babam pahalı olur diye veterinere muayene ettirmemiş olabilir. Fakat yöremizde hayvan hastalıklarına bakan alaylı baytar bulunmaktaydı. Babam öküzümüzü alaylı olan bu baytara muayene ettirdi. Gelen kişi öküzün gözlerini inceledikten sonra, Mustafa “Bu öküzün gözleri dumanlanmış. Tedavi için öküzün gözlerine duman verilmesi gerekir. Ancak duman verildikten sonra belli bir süre su içirilmemeli” dedi.
     Bunun üzerine biz de tarife uyarak öküzün gözlerine duman verdik. Belli bir yere yeşil çam dalları yığdık. Bu çam dallarını ateşledik. Yoğun bir duman elde edildi. Öküzümüzün boynuzlarına bir urgan bağlayarak dumanın öküzün gözlerine doğru gitmesini sağlamaya çalıştık. Fakat bu kolay olmadı. Çünkü öküzümüz duman karşısında kafasını sağa sola çeviriyor zıplıyor sürekli hareket ediyordu. Buna rağmen dumanın gözlerine doğru gitmesi zar zor sağlandı. Babam bana, “Oğlum öküzleri güderken dikkat et su içirme” dedi. Ben de tamam dedim. Öküze su içirmemeye dikkat ederek hayvanları gütmeye devam ettim.
     Fakat bir dalgınlığım sonucunda öküzün dereden su içerken gördüm. Hemen hayvanın yanına koştum. Fakat olan olmuş hayvan su içmişti. Duruma çok üzüldüm. Babama su içirmedim diyebilirdim. Fakat gerçek ne ise onu söylemeliydim. Nitekim, dama döndükten sonra babama doğrudan, “Baba bütün dikkatime rağmen bir anlık dalgınlık sonucu öküz su içti. Müdahale etmek için yetişemedim” dedim.   Babam bunun üzerine çok kızdı. “Nasıl dikkat etmezsin niçin sorumlu hareket etmiyorsun” diyerek beni itti. Yere düştüm. Ben de hiç karşı gelmedim. Babam haklıydı. Öfkesini yenmesini bekledim. Bunun üzerine babam oğlumu çok incittim galiba diyerek bana acıyarak yerden kaldırdı. “Ne oldu? oğlum, bir tarafın acıdı mı? diye beni sorgulamaya başladı. Bir anlık sinirden dolayı yaptığından nedamet duydu.
Ben de “Hiçbir şey yok ben hatalıyım kusura bakma babacığım” diyerek tatsız olayı geçiştirdik. Sanki hiçbir şey olmamış gibi ilişkilerimiz devam etti. Fakat öküzümüzün gözleri iyileşmedi. Şimdi düşünüyorum da bu iyileşmeme bence, “Öküzümüzün su içmesinden değil, uygun bir tedavi yöntemi bulunamamasından ileri gelmiştir.” diye düşünüyorum. Bu anımı yazarken, geçmişte başımızdan geçen bu olayın veterinerlikte yeri nedir diye merak ettim ve bir veteriner arkadaşıma sordum. Onun verdiği yanıtı aynen aşağıda veriyorum.                                                                              
                                                                                   16/9/2023/Gördes
Sayın İbrahim Koç
Hayvanlarda değişik sebeplere bağlı olarak gelişen göz hastalıkları var. Bu rahatsızlıkların nedeni tespit edilmeden doğru bir tedavi uygulanamaz.
Geleneksel duman tedavisine gelince…
Bazı bitkilerin yanması ile oluşan duman içinde antiseptik özelliklere sahip bazı gazlar oluşmaktadır. Özellikle mikrobik rahatsızlıklara bağlı göz rahatsızlıklarında bu tür uygulamalar yararlı olabilir. Ancak tıbben böyle bir tedavi biçimi yoktur.
Veteriner Teknisyeni: Hasan Hüseyin Ertaş
KONUŞMA ÖZÜRLÜ KARDEŞİM
Her yıl olduğu gibi o yıl da tarlalarımız ekilmiş buğday, arpa, burçak, vs. yanında tütün de dikilmişti. Ben gelir gelmez hemen tarla işlerine ve tütün işlerine yardım etmeye başladım. Biz üç kardeşiz. Benim iki yaş küçüğüm Ayşe ve sekiz yaş küçüğüm Mehmet.
Mehmet doğduğunda sarışın, yakışıklı gürbüz bir çocuk idi. Fakat büyüdükçe sorunlar baş göstermeye başladı. Mehmet konuşamıyordu. Ben 9-10 yaşlarındayken bir arpa tarlasında orak biçiyoruz. Kardeşim Mehmet de tahminen 2- 3 yaşlarında bir ağacın gölgesinde yatıyor. Belli bir müddet sonra ağlamaya başladı. Biraz zaman geçti ağlaması kesilmedi. Sürekli ağlıyor. Yanına gittik annem sevdi kucağına aldı sağına soluna bakıldı fakat ağlaması kesilmiyordu. Kimin aklına geldi bilmiyorum bu çocuğa su içirelim dedi. Hemen testiyi getirip kendisine bir tas su verdik hemen onu içti, Sanıyorum iki tasa yakın su içti ve ağlaması kesilmişti.
O dönemlerde ağır iş koşullarının olması, çocuğa göz kulak olacak kişilerin olmaması, ailede anne babanın mutlaka çalışmak zorunda olması gibi sorunlar nedeniyle çocuklara iyi bakılamama sonucunu doğuruyordu. Annem, tatilde köye geldiğim günlerden birinde bana Mehmet kardeşimim ambarın üzerinde duran şişedeki gaz yağını su zannederek içmiş olduğunu ve büyük bir sağlık sorunu yaşadığını anlatmıştı. Benzer sorunların benim başıma da geldiğini “Teneke Üzerinde Ezan ve Bebeklik Dönemime Ait Annemden Dinlediğim Bir Hikâye” yazılarımda anlatmıştım.  Belki kardeşime bebekliğinden itibaren çok iyi bakılabilseydi çok farklı bir pozisyonda olabilirdi.
Zamanla kardeşimin elleri, ayakları kasılmaya ve sara hastalığı da baş göstermeye başladı. İyileşmesi için annem ve babam muskacılara çok gittiler. Fakat hiçbirinden bir fayda gelmedi. Kendisi çok sinirliydi. Sofrada aniden bizleri vurmaya başlar, tabakları devirirdi. Sofranın tadı tuzu kaçar morallerimiz bozulurdu.
Hastalıkların tedavisine gelince, her zaman modern tıbba güvenirim.

Bu yazı 258 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum