Reklamı Geç
Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-21

18 Eylül 2023 - 17:43

KADASTRO LİSESİ YILLARIM
KEFALET SENEDİ VE DEDEMİN DUASI    
Memlekete gelir gelmez Kadastro Lisesi’nde başarılı olamazsam devletin benim için yapacağı harcamaları geri ödeyeceğime dair kefalet senedi yaptırmak için arayışlara girdik.  Babamın kardeşi Ahmet Koç amcam bana kefil oldu. Kefalet senedini notere giderek yaptırdık.
Ben hem kayıt yaptırıp hem de okula başlamak için gerekli hazırlıklarımı yaptım. Çünkü Eğitim öğretim yılının başlaması yaklaşmıştı. O zaman Tarla damında kalıyorduk. Sabahleyin hazırlığımı yapıp eşyalarımı valize yerleştirdim. Ama Önce bize yakın olan Mahmut dedeme de uğrayıp okula başlamak için Ankara’ya gideceğimi söylemem gerekiyor. Çünkü dedemin ihtiyacımız olduğu durumlarda yardımını hiç unutamam. O nedenle   mutlaka yanına uğramam ve elini öpmem lazımdı. Yükümüzü eşeğe yükleyip önce dedeme uğradık. Dedeme durumu anlattım. Çok sevindi. Daha önce söylediği “Torpil olmadan köylü çocuklarını kazandırmazlar. Boşuna masraf yapma Mustafa, Önüne al birkaç keçi koyun onları gütsün.” Sözleri artık tarihe karışmıştı. Şimdi yeni bir durum söz konusuydu. Bana “Aferin, kazanır benim torunum canım.” diyerek moral verdi. Daha sonra dedem beni önüne aldı ve kendisi ellerini havaya kaldırıp benim için dua okudu. Dua dan sonra bana dönerek “oğlum bu dua sona ömür boyu yeter. Güle güle git hayırlı yolculuk “diyerek babamla bizi uğurladı.
Daha sonra otobüsün geçeceği şoseye olan yaklaşık dört km lik yolu eşeğimiz önde biz arkada kat ettik ve otobüs beklemesine vardık. Babam beni otobüse bindirerek yolcu etti.

KADASTRO LİSESİ’NE KAYIT VE GELEN RESMİ ZARFLAR.
Ben Ankara’ya gelerek doğruca Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nin Demir Tepe’deki binasına geldim. Bana yatakhanemizi ve yatacağım ranzamı gösterdiler. Pijama ve terliklerimi verdiler. Yemekhanemizi gösterdiler. Ertesi gün kaydımı yaptırdım. Artık Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nin yatılı bir öğrencisi olmuştum. Sınıf arkadaşlarım da Türkiye’nin dört bir tarafından gelmeye başladılar. Hemen birbirimizle kaynaştık. Çok geçmeden dersler başladı. Böylece 1965-1966 eğitim öğretim yılı benim Tapu ve Kadastro Meslek Lisesinde birinci sınıfı okuduğum yıldır. Dersler başlayınca birbirimizi daha iyi tanımaya başladık. Sınıfımızda altmışa yakın öğrenci vardı. Sınıftaki orta sıranın ortalarına denk gelen bir bölümde Gördesli İbrahim Koç, Fethiyeli Durmuş Yılmaz ve İbrahim Başaran aynı sırayı paylaştık.
Derslerimiz Matematik, fizik, Geometri, trigonometri, Tarih, Türkçe, Coğrafya, yabancı dil, Beden eğitimi gibi temel derslerin yanı sıra Ölçme Bilgisi (Topoğrafya), Alet bilgisi, Arazi Uygulaması, Harita tekniği ve güzel yazı yazma dersi, ayrıca mesleğimiz hukukla çok ilişkili olduğu için, İdare hukuku, icra iflas hukuku, Tapu sicili, Borçlar hukuku, Medeni hukuk, Ayni haklar, Miras hukuku, Gayrimenkul tasarrufları, gibi mesleki derslerimiz vardı.
Hocalarımız her birisi kendi alanında uzman kişilerdi. Ders çalışma olanaklarımız çok iyiydi. Gündüz ders yaptığımız sınıfta akşamları tüm sınıf olarak mütalaa (ders çalışma) yapıyorduk. Başımızda (O.D.T.Ü.), (A.Ü.),.vb. gibi Farklı üniversitelerden gelen gözetmenler bulunuyordu. Gürültü yapılmıyordu. Herkes sessizce dersine çalışıyordu. Anlaşılmayan bir konu olursa arkadaşlarımıza sessizce soruyorduk. Hatta kürsüde olup sınıfın düzenini sağlayan gözetmen hocamıza da sorup konunun anlaşılmasını sağlıyorduk. Her etkinliğimizin saati belliydi. Ders yapılan sınıfların, alt katında yemekhane üst katında yatakhanemiz vardı. Yemek hane katında öğrencilerin banyo yaptığı bölümler bulunmaktaydı.
 Gece ders çalışmamız bittikten sonra binanın üst katında olan yatakhanemize çıkıp yatıyorduk. Yatak hanedeki yataklarımız ranza şeklinde idi.
Daha derse başlayalı bir ya da iki hafta olmuştu ki bana resmi bir mektup geldi. Zarfı açıp baktığımda Düzce Orman Tekniker Okulu sınavını kazandığımı bildiriyordu. Hemen okula gelip …tarihe kadar kayıt yaptırmam gerektiğini aksi takdirde benim yerime yedeklerden kayıt yapılacağını ve bir hak iddiasında bulunamayacağım bildiriliyordu. Bu konuda artık kararımı vermiş Tapu ve Kadastro Meslek Lisesinde eğitimimi sürdürecektim. Bu yazıdan birkaç gün sonra Bursa Ziraat Meslek Lisesinden benzer bir yazı geldi. Gelen yazıda sınavı kazandığımı ve ... tarihe kadar kayıt yaptırmam gerektiği vurgulanıyordu. Bu gelen yazıyı da artık dikkate almadım.

FIRSAT EŞİTLİĞİNİ YAKALAMA VE OKULDAKİ ÇALIŞMA DÜZENİ
Ben kendi açımdan eğitimimi değerlendirdiğimde, bir yıl önce Gördes’te okurken düzensiz beslenme, düzensiz çalışma ortamı, sağlıklı olmayan konaklama koşullarından, Ankara’daki devlet gözetiminde, daha iyi yeme içme, konaklama ve eğitim koşullarına ulaşma benim için olağanüstü gelişme sayılırdı. Ben bunun farkındaydım. Devletin biz yatılı öğrencilere sağladığı olanaklar ile, ekonomik durumu çok iyi olan ailelerin çocuklarına sağladığı olanaklar eşitlenmiş oluyordu. Böylece yatılı öğrenciler ile, yatılı olmayıp ekonomik durumu iyi olan öğrenciler ayni koşullarda eğitimlerini sürdürme imkanına kavuşuyorlar.  Ben bu fırsat eşitliğini yatılı bir okulun sınavını kazanmakla elde etmiş oldum. Fakat bu eşitliğin ideali ilkokuldan başlayıp üniversite dahil eğitim hayatı boyunca başarılı oldukça devam etmesidir. Böylece zeki olup sırf fakirliği yüzünden nice yetenekler kaybolup gitmez.
Kadastro lisesindeki günlerimiz, sabah uyandırma, Kahvaltı, dersler, öğle yemeği, dersler, akşam yemeği, akşam yemeğinden sonra görevliler gözetiminde ders çalışma(mütalaa), daha sonra yatakhaneye gidip yatma gibi etkinlikler saate dayalı uygulamalardı. Bu hep bu şekilde devam ederdi.
Akşam çalışmalarında ara verildiğinde gözetmen sınıftan çıktıktan sonra şakalaşma amacıyla bazen minder kavgası olurdu. Çünkü her öğrencinin oturduğu sıra için bir minderi vardı.   O zaman minderler havada uçuşurdu. Fakat ders vakti geldiğinde yine sessizlik hâkim olur herkes dersinin başına otururdu.

Bu yazı 424 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum