Reklamı Geç
Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-19

06 Eylül 2023 - 22:20 - Güncelleme: 06 Eylül 2023 - 22:21

SINAV MARATONU
Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi Sınavı
Tarla işlerinde belli bir süre çalıştıktan sonra Ankara’dan Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nden bir posta geldi. Yazıda, …tarihinde yapılacak olan sınava girmeye hak kazandığımı, sınava giriş belgesi ve kimliğimle birlikte sınav saatinde belirtilen sınav yerinde olmam gerektiği vurgulanıyor ve başarı dilekleri iletiliyordu. Yine belirtilen tarihte bu defa ortaokuldan bir sınıf arkadaşım Kaşıkçı Köyü’nden Mehmet Uysal’la birlikte Ankara’ya Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi’nin sınavına gittik.
Eleme sınavı, Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde yapıldı. Türkiye’nin dört bir tarafından 1050 civarında öğrenci sınava katıldı. Bunlar arasından başarılı olan elli öğrenci devlet tarafından yatılı olarak okutulmak üzere alınacaktı. Sınava girip sorulan soruları özenle yanıtlayıp sınavdan çıktım. Arkadaşımla birlikte Gençlik Parkı’nda akşam yapılan müzik programına gittik. Rahmetli Ziya Taşkent’in ve başka sanatçıların şarkılarını dinledik. Ertesi gün memleketimize döndük.
Gördes Ortaokulu’ndan benden bir yıl önce bu okulun sınavına girip sınavı kazanmış bir öğrenci daha olduğunu sonradan öğrendim. O öğrenci Kaşıkçı Köyü’nden Hakkı Yaprak’tı. Kendisi ile daha sonra tanıştım.

Orman Tekniker Okulu Sınavı
Bu okulun sınavı için gerekli girişimleri yaparken, halk arasında dolaşan fıkra haline gelmiş bir söylence de aklıma gelir dururdu. Bilindiği gibi ormanların korunması için oldukça yetkilendirilmiş orman muhafaza memurları (ormancılar) istihdam edilmiş ve orman sahalarında çalıştırılmıştır. Orman köylüleri için bu ormancılar, onların korkulu rüyası olmuş ve bu memurlardan çekinir hale gelmişlerdir. Çünkü bir köylü eşeğindeki odun yükü ile yakalansa odun kaçakçılığından, orman dibinde bir tarlası olsa ormana tecavüzden, odun satarken yakalansa ormana zarar vermekten yıllarca süren mahkeme kapılarında çile çekmekle yüz yüze kalmaktadırlar. Bu gibi sebeplerle ormancılar, köylülerin nazarında korkudan ileri gelen bir itibar sahibi olmuşlardır.
Bir gün ilçe kaymakamı köyün sorunlarını yerinde görmek için teftişe gelmiştir. Köylüler kahvede toplanmışlar ve kaymakamla birlikte çay içerek gündemi konuşmaktadırlar. Kaymakamın karşısında güngörmüş yaşlı bir teyze de çayını içerek toplantıyı izlemektedir. Yaşlı teyze kaymakama,

  • Hoş gelmişsiniz memur bey nasılsınız iyi misiniz?
  • İyiyim teyzeciğim, siz nasılsınız?
  • Ben de iyiyim yavrum. Sizin göreviniz nedir evladım?
  • Ben kaymakamım teyzeciğim.
  • Ah be evladım sen göğsü “ mehremetli(merhametli)” birine benziyorsun keşke biraz daha okusaydın da ormancı olsaydın!
Deyince oradaki herkes makaraları koy verir ve gülmeye başlarlar. Orman tekniker okulu sınavları ile ilgili işlemleri yaparken bu fıkra aklıma gelir gülümserdim.
Kadastro Lisesi sınavından geldikten yaklaşık bir hafta sonra dört yıllık Düzce Orman Tekniker Okulu’nun sınavına giriş belgesi elime ulaştı. Sınav İzmir’deydi. Belirtilen gün ve saatte sınav
Yerinde olmak için hazırlıklarımı yaptım. Gördes Orta Okulu’ndan benden başka bu sınava katılan öğrenci yoktu. Babam harçlığımı verdi ve beni evden uğurladılar. Tarla damımızdan yaya olarak orman içi patika yollardan dere tepe çıkarak otobüs beklemesine yürüyerek geldim. Bugün bu bekleme yerinde Tekke mevkiindeki Petrol Ofisi bulunmaktadır. Burada Gördes’ten gelen otobüse binerek Akhisar’a vardım. Buradan da başka bir otobüse binerek sınavdan bir gün önce İzmir’e geldim. Otobüs garajında, sınava giriş belgesinde belirtilen sınavın yapılacağı semti sorup oraya ulaştım. Sınavın yapılacağı binayı da yerinde gördükten sonra konaklama yapacağım oteli bulup dinlenmeye geçtim. Ertesi gün sınava girip Gördes’e döndüm. Bu sınav da yazılı yapıldı. Orman Tekniker Okulu da yazılı sınava göre eleme yapıp öğrenci alıyordu. Kazanırsam Düzce’de okuyacaktım.

Ziraat Meslek Lisesi Sınavı
Belli bir müddet sonra Bursa’da yapılacak olan Ziraat Meslek Lisesinin sınavına girmem için sınava giriş belgesi geldi. Bu belgede sınavın hangi tarihte girileceği yazıyor ve belirtilen saatte sınav yerinde hazır olunması isteniyordu. Belirtilen saatte sınav yerine vardım ve sınava girdim. Bu sınav klasik tarzda yapıldı. Yaklaşık 2000 kişi sınava girdi ve 100 öğrenci alınacaktı. Daha sonra tekrar memleketime döndüm.
Bu sınavlara gidip gelmeler esnasında Akhisar garajında başıma gelen bir olay beni üzmüştür. Hangi sınav için olduğunu şimdi hatırlayamadığım bir yolculuk için garajda otobüsleri takip ediyorum. Hangi otobüs benim gideceğim şehre gidecek onu araştırıyorum. Bir garaj görevlisi yolcularla otobüsler arasındaki koordinasyonu sağlıyordu. Ben de hangi otobüsün ……şehrine gittiğini sordum. Doğru dürüst yanıt vermedi. Belli bir müddet sonra sorumu tekrarladım. Benim gibi on beş on altı yaşındaki bir çocuğun sorusuna daha şefkatle yanıt vereceği yerde “Ayağımın altında neden dolaşıp duruyorsun” diyerek beni tokatladı. Bu olay benim çok ağırıma gitmiştir. Bazı yaşça büyük akılca küçük kalmış kişiler, kendinden küçük kimsesiz çocukları sanki ezilmesi gereken sinek gibi görmeleri insani değildir. Çünkü herkesin çocuğu bir gün yalnız kalabilir.
Gördes’e varmadan tarla damımıza yakın şimdiki Tekke mevkiinde petrol ofisinin olduğu yerde otobüsten indim. Orman içindeki yoldan yürüyerek Makbere Mevkiindeki tarla evimize doğru yürümeye başladım. Tarla damımıza yaklaşırken Ahmet Erdem dayımın (annemin üvey kardeşi) tarlasının yanından geçiyorum. Buraya Tuzla mevkii denir. (Tuz çıkarıldığından değil, belki keçilere koyunlara oralarda tuz verilmesinden olabilir.) Ahmet dayımın kızı Ayşe’ye rastladım. Beni görünce;

-  İbrahim dayı nasılsın iyimsin, nerden geliyorsun?
-  Bursa’dan Ziraat Meslek Lisesi sınavından geliyorum
-  Sınavın nasıl geçti?
-  iyi geçti.
- Sevindim dayı. İnşallah kazanırsın. Dün pazarda Mustafa dayım, babama” Benim oğlanı, Ankara’daki Maliye Meslek Lisesinin sözlü sınavına çağırıyorlarmış. Ankara’dan mektup geldi demiş. “Senin haberin var mı?
- Yok. Şimdi senden duyuyorum. İşte buna ben çok sevindim. Bizim kız, şimdi tutma beni. Ben bu olayı bir an önce öğreneyim. Aslı astarı nedir? Herkese selam söyle. Hoşça kal.
-  Sende herkese selam söyle. Olayın gerçeği neyse bize de bildirirsin. Güle güle git.
Ben de oradan koşar adımlarla ve sevinçle damımıza doğru hareket ettim. Önce dereye doğru iniş olarak devam eden, sonra yukarı doğru yamacı takip eden yola girerek damımıza vardım. Annem, babam ve kardeşlerim tarla işleri ile meşgulmüş. Hoş beş ettik. Birbirimize sarıldık. Hemen sınav durumunu sordum. Bana Maliye Meslek Lisesinden gelen yazıyı verdiler. Açtım okudum. Gelen yazıda, Manisa’da yapılan yazılı sınavı başardığımı, ancak okula kesin kaydımın yapılabilmesi için filan tarihte Ankara’da yapılacak mülakat sınavını da başarmam gerektiğini belirtiyordu. Zaten öyle olacağını biliyordum.

Bu yazı 404 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum