Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Vakayı Adiye!

13 Kasım 2025 - 18:46 - Güncelleme: 13 Kasım 2025 - 18:47

            Eskiler bu deyimi sıkça kullanırdı. Günümüzde geçerliliğini hala koruyor. Peki, niye? Vaka kelimesi, vuku bulmaktan geliyor. Fiziki, siyasi, adli, kültürel, sosyal ve nicesinde, sıra dışı bir gelişmenin vuku bulmasına vaka diyoruz. Günümüz lisanıyla, olay dediğimiz bir gerçeklik bu. Fakat olay kelimesi, tam olarak vaka kelimesinin ruhunu aksettiremiyor.
            Bir olayın, vakayı adi olarak tanımlanması nasıl olur?
            Birincisi, önemsiz olması. İkincisi, olağan olması. Üçüncüsü, sıradan olması.
            Bugün hayatımızı ilgilendiren pek çok vakanın; vakayı adi haline dönüşmesi, toplumsal düzenimizi tehdit eder hale gelmiştir. Zira o olayların; neden, niçin ve nasıl vuku bulduğuna dair soruları sormuyoruz. Yaşananlara sadece adli bir nazarla bakıyoruz. Bu durum, pek çok meselenin vahametini, görmezden gelmemize neden oluyor.
            Mesela trafik kazaları, nasıl bir vakadır? Artık alışılmış ve kanıksanmıştır. Yani sıradanlaşmıştır. Dolayısıyla adi bir vakadır. Mal ve can kaybı, toplumun kanayan yarası haline gelmiştir. Son teknoloji araçlarımız var. Oto yol ve bölünmüş yollarımız var. Kazaları önleyelim diye çıkardığımız, bir sürü yasa var. Caydırıcı olsun diye ağır cezalar var.
            Bir işe yarıyor mu? Elbette yaramıyor. Çünkü bu kazalara, adi bir vaka gözüyle bakıyoruz. Kaza olur, adli takibat yapılır. Hepsi bu kadar. Bu toplumda sürücülerin %95’i araç sürmesini bilir, ancak araç kullanmasını bilmez. Eğitmeden sürücü belgesi verdiğin sürücüler, yollarda saatli bomba gibi dolaşır. Var mı çözümü? Yok elbette.
            Bir firmanın fabrikasını söküp, Mısır’a taşıması olaydır. Ancak bir yılda 150 giyim firmasının, aynı şekilde Mısır’a gitmesi sizce nedir? Bence vakayı adidir. Kimse soruyor mu? Kimse sorguluyor mu? Niçin gidiyorsunuz diye merak edip kaygılanan var mı? Binlerce insan işsiz kalıyor diye araştıran var mı?
            Yaklaşık 5 yıldır, bir enflasyon belasıyla yaşıyoruz. Önceleri olaydı. Şimdi vakayı adiye oldu. Devamlı rakamlarla oynuyoruz. Yılın o çeyreği, bu çeyreği, bu yılın sonu, gelecek yılın başı açıklamaları ile avunuyoruz. Hayat pahalılığı, gelir adaletsizliği, geçim sıkıntısı, barınma sorunu artık hayatımızda hem sıradan ve hem olağan hale gelmiş durumda. Hiç kimse neden, niçin ve nasıl böyle bir tablo yaşıyoruz sorularını sormuyor ve soramıyor.
            Maden ocakları çöker, yüzlerce işçi hayatını kaybeder. Apartmanlar çöker, bir aile nüfus kütüğünden silinir. Mahallenin ortasında kozmetik fabrikasında yangın çıkar, 6 kadın cayır cayır yanarak can verir. Ve elbette benzerleri sıkça yaşanır. İş güvenliği, önlemler dizisi ve nicesi hep geri planda kalır. Para ve kar hırsı, cümlesinin önündedir çünkü. Neden, niçin, nasıl bu faciaları yaşıyoruz diyen var mı? Yok, bu olaylar adli bir vakadır ve netice itibariyle vakayı adiyedir.
            Son yıllarda yoğunluk kazanan, kadın cinayetleri mesela nedir. Bence vakayı adiyedir. Karısını öldüren var. Sevgilisini doğrayan var. Annesine kıyan var. Boşandığı eşini ve ailesini katleden var. Netice itibarıyla, kadın öldürmenin, tavuk boğazlamak kadar hükmü yoktur. Meseleye adi vaka gözüyle bakmak ve adli takibatı gerçekleştirmek yeterlidir. Toplum niye bu hale geldi diye soran yok, araştıran yok, kaygı duyan yok.
            15 yaşındaki çocuk, arkadaşını öldürürse olaydır. Fakat çocuk cinayetleri birbiri ardınca gelirse, bu vakayı adiyedir. Hele çeteleşen, suç örgütlerinin elinde tetikçi olarak kullanılan çocuklarımız, mafyanın pabucunu dama atmışsa, meseleye sadece adli bir gözle bakabilir misiniz? Bakarsanız, dert adi bir vaka haline gelir. Ne oldu da çocuklarımız bu duruma geldi? Hangi nedenler, onları böyle bir çıkmaza sürükledi sorularının cevabını bulmak gerekmez mi? Cevap aramıyoruz ve sadece meseleye adli takibatla yaklaşıyoruz.
            TÜİK raporlarına göre, 5 milyona yakın ev gencimiz var. İş bulma ümidini kaybetmiş ve çalışmayan gençler bunlar. Ana baba evinde yaşıyor. Bir gencin, bin gencin işsiz kalması olaydır. Ne yazık ki 5 milyona yakın gencin işsiz olması, vakayı adiye haline gelmiştir. Şimdi onlar için, yüzeysel tedbirler almaya çalışıyoruz. Neden bu hale geldiler, niçin iş bulamıyorlar diye sorabiliyor muyuz?
            Uyuşturucu kullanma yaşı, hızla aşağıya düşmüş. Özellikle gençlerimiz ciddi bir tehdit altında. Uyuşturucu tacirlerinin geniş bir çalışma alanı var. Çocuklarımız, gençlerimiz bu bataklığa nasıl düşüyor diye bilimsel bir araştırma var mı? Meselenin ekonomik, sosyal, kültürel boyutları üzerine kim kafa yoruyor. Kimse yormuyor. Çünkü yaşananlar adi bir vaka haline gelmiştir. Suçluyu yakalar, adalete teslim ederiz anlayışı geçerlidir bizim için.
            Anayasamızın kesin hükmüdür; Anayasa Mahkemesinin kararları nihaidir. Yani tartışılmaz. Tartışmayı geçtik zaten. Eğer bir alt mahkeme, AYM’nin kararını uygulamıyorum derse, bu olaydır. Ancak böyle bir durum birbiri ardınca gelirse, vakayı adiyedir. Yani olağandır ve sıradandır. Bütün bunlar niçin oluyor, nasıl oluyor diye endişe duyan var mı?
            Yolsuzluk, usulsüzlük haberleri hiç eksik olmuyor. Kumar ve bahis çetelerinin kıskacında kaç kişi var bilmiyoruz. Mesela futboldaki bahis ve şike iddiaları ürkütücü değil mi? Yıllardır bunlar nasıl hayat bulup faaliyet gösteriyor. Her şey o kadar sıradanlaşmış. Birer vakayı adiye olmuş. Neden bu hale geldik, nasıl bu işler olabiliyor diye sormamız gerekmiyor mu?
            Netice itibarıyla; yaz yaz bitmez.
            Toplumsal hayatımızda yaşadığımız her vaka sıradanlaşır, önemsizleşir, olağanlaşırsa derin derin düşünmek gerekir!

Bu yazı 905 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum