Ekonomide işlerin iyi gitmediği artık ortada. Hiçbir tevile, hiçbir algıya ihtiyaç duyulmayacak şekilde tehlike işaretleri var. Esası 2018 yılında başlayan, kendini 2021 Kasım ayında hissettiren bu süreç, şimdi herkesi yakından ilgilendirir hale geldi. Kaç türlü isim verdikleri, acayip bir ekonomi anlayışıyla bugünlere geldik.
Bayram arifesinde, gözlemlediğim bir vakıa var. Emekli, memur maaşlarının yanı sıra, bayram ikramiyeleri de hesaplara yatırıldı. İlginçtir paraların tamamı 200’lük liralar. Belli ki yeni basılmış. Gıcır gıcır 200’lük banknotlar, seri numaralarıyla dikkat çekici. Bunun elbette bir anlamı var. Enflasyonun hangi boyutlara ulaştığının bir göstergesi. Bayram pazarında bir esnaf arkadaşın, 100’lük para arayışına girdiğini gördüm. Diğerlerini vazgeçtim. 100TL bile bozuk para hükmüne düşmüş.
Ülke ekonomisinin kronik derdi dövizdir. Son zamanlarda yaşadığımız gelişmeler, ciddi bir döviz darboğazında olduğumuzu gösteriyor. Siyasi kararlarla döviz kuru baskılanıyor. Ekonomistlerin ifadesiyle; kapı arkasından satışlarla, kurun yükselmemesi için gayret gösteriliyor. Peki, böyle nereye kadar?
Son günlerde, acayip gelişmelere tanık oluyoruz. Önce Merkez Bankasının Kapalı çarşıdan döviz satın alması dikkat çekti. Yine ekonomistlerin görüşüne göre, ülke son 40 yılda böyle bir durum görmedi. Bankalara ve döviz ticaretine getirilen yeni düzenlemeler yüzünden, farklı döviz kurları oluştu. Bankalardaki alış/ satış fiyatlarında makas açıldı. Dolar/TL işlemi yapmak isteyen vatandaşların, farklı kanallara yönelmesi göze çarpıyor. Kapalı çarşının ardından dolara endeksli bir kripto varlık olan Tether’de, Türk Lirası işlemlerde fiyatlama dikkat çekiyor.
Dövizde yaşanan bu dalgalanmalar ve oluşan basınç, seçim ekonomisiyle bire bir ilgili diye düşünüyorum. İktidar kesenin ağzını açtı. Mevcut ve var olan üzerinden değil, para basarak ve borçlanarak karşılık bulmaya çalışıyor.
Aslında durumun vahametini anlatan tek bir isim var: Soğan.
Güngörmüş bir dostumla konuşurken, şöyle dedi: “Soğanın pahalanması, insanların acı çekmesi demektir.” Ne kadar güzel bir söz. Halk lisanının sembolü olmuş, güzel deyimlerden bir tanesi. Zira soğan sofraların olmazsa olmazıdır. Her dönem fiyatı makul olmak zorundadır. Soğanın fiyatı makul seviyede ise, biliniz ki ülkenin ekonomisi de makul bir seviyededir.
30TL fiyatıyla soğan, ülke ekonomisinin ne durumda olduğunu gösteriyor. Enflasyonun hangi boyutlara ulaştığını, gözler önüne seriyor. Soğan acıdır. Fiyatı yükselirse acı soğan acıtır. Toplumsa anlamda ekonomik olarak acı çekiyoruz. Çünkü soğanın fiyatı 30TL.
Et fiyatları almış başını gidiyor. Maliye bakanı Nebatiye göre, aslında bir sıkıntı yok. Herkes dana eti yemeye kalkınca, fiyatlar yükselmiş. Koyun eti yemeliymişiz. Koyun eti hem daha lezzetli ve hem daha ucuzmuş.
Netice itibarıyla olacakları söylemek istiyorum.
Siz asıl, seçim sonrası yaşanacaklara hazır olun. Seçimi kim kazanırsa kazansın, esas hikâye seçimden sonra yaşanacak. Zor ve güçlükler için, güzel bir deyim var halk lisanında: “Turpun Harman Olduğu Yer.
Turpun harman olduğu yer belli. Ya zamanı? Şunun şurasında ne kaldı. Toplum olarak Turpun harman olduğu zamanı, seçimden son yaşayacağız…
YORUMLAR