Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Öte Anne!

17 Ekim 2025 - 18:47 - Güncelleme: 17 Ekim 2025 - 18:48

            Sizin hiç öte anneniz oldu mu? Benim oldu. Sadece benim değil; annemin, babamın, kardeşlerimin ve hatta çocuklarımın da öte annesiydi o. Sevgi, muhabbet, dayanışma adına tarifsiz bir hikâyenin kahramanı bir öte annemizdi.
            Gördes’in eskisinden yenisine uzanan ve yaklaşık bir asırdır devam eden bir serüven bu. Kelimelerle ifade edilemeyen, ancak yaşanan bir serüven. Size tarihe not düşülsün, unutulmasın arzusuyla öte annemizin hikâyesini anlatacağım.
            1925 yılında Kıdırcık köyünde doğdu. Şartlar son derece ağırdı. Bebek Hatice’yi evlat vermek zorunda kaldılar. Eski Gördes’in hamiyet sahibi adamlarından Muhtar Ahmet, bu minik yavruyu evlat edindi. Gözü gibi baktı ve büyüttü.
            Vakti geldi, Hatice’yi başgöz ettiler. Eşi Hatıpın Hüseyin, çalışkan, mert ve dürüst bir insandı. Bu evlilikten iki erkek evlat sahibi oldu. Fakat bu dramatik hayat hikâyesi, kısa zamanda daha zor bir evreye döndü.
            Oğulları Mustafa Nail 2,5, Ahmet 1,5 yaşındayken eşini kaybetti.
            Bu defa, iki oğluyla yapayalnız kalmıştı. O yıllarda hayata tutunmak, çocuklarını büyütmek, kadın başına kolay bir iş değildi. Acılar, hüzünler hayatına yön veriyordu. Ancak ona tüm bu sıkıntıları unutturacak, bir imkâna sahipti.
            Neydi o imkân? Eski Gördes’in Uzunçam Mahallesi.
            Siz o mahallenin ne olduğunu bilir misiniz? Hikâyelerini hiç duydunuz mu?
            Sevginin, muhabbetin, dayanışmanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın mekanıydı o mahalle. Sadece bu kadar mı? Elbette değil. Sözü kanun olan, bir abisi vardı mahallenin. Koruyan ve kollayan, arayan ve yoklayan, yetmeyene yetiren bir abiydi o. Kim miydi?
            Eski Gördes’in Selanik Rüştiyesi mezunu, tek mekteplisi, dedem Tayyareci Cevdet Efendi.
            İki çocuğuyla kalan Hatice’yi, hemen kanatlarının altına aldı. Eşi Hacer hanımla birlikte, Hatice ve çocukları onlara emanetti. Yıllar böyle geçti. Bir gün Cevdet Efendinin kızı Gülümser (annem) hastalandı. Hatice Hanım deli gibi oldu. Tam bir hafta Gülümserin başından ayrılmadı. Gülümserim diye hep gözyaşı döktü.
            Gülümser kendine geldiğinde, sarıldı ona ve şöyle bağırdı; ÖTE ANNEEEM!!!!
            Ve böylece tarihe not düşüldü. Babasından intikal lakapla Muhtarın Hatice, artık bizim ailenin öte annesiydi.
            Gördes’in yenisine çıkıldı. Öte anneme gidilir, Uzun Çam’ın sevgi, muhabbet demleri aynen yaşanırdı. O sadece annemin değil, babamın da öte annesiydi. Benim, eşimin, Ayşe’nin, Neşe’nin de öte annesiydi. Çocuklarım Ali Taha ve Elif te, ona öte anne deme bahtiyarlığına erişti.
            O Muhtarın Haticeydi. Bizim öte annemizdi. Yüreğindeki sevgiyi kimse yazamaz ve tarif edemezdi.
            O sevgiyle ve cefakârlıkla oğullarını yetiştirdi. Gördes’e nakış gibi işlediği, iki evlat hediye etti. Mustafa Nail Görgülü (merhum) ve Ahmet Görgülü. Beyefendilikleri, kişilikleri, dürüstlükleri ile itibar edilen iki evlat.
            Zaman nihai bir noktaya doğru hızla yol alıyor.
            Yaşanmışlıklar kadar, hasretlikler de duygu sağanağı oluşturuyor.
            Annemi çok özledim bugünlerde. Öte anne seni de çok özledim.

Bu yazı 862 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum