Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

İmam O Olsun!

19 Nisan 2019 - 10:27

Tarihin akışına şekil veren bir milletiz. Yükselişler oldu, yıkılışlar oldu. Ancak yıkılmayan ve pörsümeyen bir hakikatimiz vardı. Bir medeniyet inşa etmiştik bu dünya için. Tarihin o sayfalarını açtıkça, okuyup öğrendikçe gurur duyduk hep. Bu yüzden, bugüne bakıp iç geçirdik.
            Neydik biz??
Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaratılanı hoş gördük
Yaratandan ötürü mısralarını hayatın her anına hâkim kılan bizdik.
Gönül Çalabın tahtı
Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı
Kim gönül kırar ise mısralarında hayat bulan inanışı, yaşayan ve yaşatan da bizdik.
            Bir gönül kırmışsın, 40 yıl da namaz kılmışsın, kıldığın namaz, namaz değil diyen de bizdik.
Tebessüm Müslüman'ın sadakasıdır diyen, Hz. Peygamberin ümmetiydik biz.
            Kibirlenme, senden büyük Allah var düsturunu, her an hatırlatan bir inanıştık biz.
            Eline, diline, beline hâkim ol diyen Bektaş Veli idik biz.
            Adalet güzeldir. Adalet yöneticide olursa daha güzeldir diyen Hacı Bayram Veli idik biz.
            Bizdik; Bir hakkın yenmesiyle dünya yıkılır, bir hakkın yerine gelmesiyle dünya yeniden kurulur diyebilen.
            1 saatlik adaletli yönetim, bin yıllık nafile ibadetten üstündür diyen de bizdik.
            Savaşta esir aldığı düşmanın karnını doyuran, yarasını saran bir yürek enginliği idik biz.
            En zor zamanları, en içinden çıkılmaz dertleri bu medeniyet sayesinde aştık biz. Bizi biz yapan değerlerimizdi bunlar. Damarlarımızda dolaşan kandı.
            Sonra kaç asırlık bu ruh hakikatine, arızalar bulaşmaya başladı. Adına ister politika deyin, isterse siyaset deyin. Particilik hikâyesiyle, asırların heybetli ve muhkem surları aşınmaya yüz tuttu.
            Sevgisizlik, hoşgörüsüzlük, kamplaşma beraberinde ihtirasları getirdi. Bir müddet sonra, iktidar uğruna birbirimizle kavga eder hale geldik.  Neticede ruhen bölündük. Bir arada olduk amma birbirimize diş biler hale geldik.
            Yaşadığımız son seçim dönemi; benim iliklerimi titretti.
            Yalanın bin türlüsüne şahit olduk. Hakaretler, tehditler, azarlamalar birbiri ardınca geldi. Hak ve hukuk yerlerde süründü. İş, cennet cehennem pazarlamaya kadar gitti. Benim ağzıma dahi almaya korktuğum sözleri, politikacılar meydanlarda bağıra bağıra konuştu.
            Tebessüm unutuldu. İftiralar, kampanyalar gırla gitti.
            Bir karabasan gibi çöktü milletin hayatına bu tablo. Beynimize giydirilmiş bir zırh gibi kıvrandırdı bizi. Asık suratlardan, mermi gibi sözlerden gına getirdik.
            Biz böyle değildik. Bize ne oldu diye sorduk hep.
            Ve seçimleri yaptık.
            Kim kaç belediye aldı, kim nereden seçildi, yüzde kaç oy aldılar vesaire benim için seçim sonucu değildir. Zira bu seçimin, bir tek sonucu vardır. O sonuç: Ekrem İmamoğlu'dur.
            Milletin küllenen ruhu, bastırık altına alınan vicdanı, dumura uğratılan aklı, İstanbul'da üzerindeki şalı atmıştır.
            Tebessüm eden, beyefendi, hakaret bilmeyen, nazik, hak ve hukuktan ayrılmayan, kucaklayan, ayrıştırmayan, bilgili ve donanımlı, iradeli ve kararlı, gerçekten demokrat, halkına saygılı bir ismi sahneye çıkarmıştır.
            O isim, İmamoğlu'dur.
            İstanbul'dan tüm ülkeye yayılan bir itirazın ismidir Ekrem İmamoğlu.
            Kaç devir, kaç zamandır kırılmalar yaşayan toplum, tarihi mefahirini hatırlamış ve ben böylesini istiyorum, böylelerini istiyorum demiştir.
            Dolayısıyla 1 Nisan sabahından itibaren, devlet ve millet hayatımızda yeni bir milat başlamıştır. Ne gibi mi diyeceksiniz?
            Şöyle anlatayım.
            10 politikacı mescitte bir araya gelip, cemaat yapalım dediklerinde, kim imam olsun diye sorulacaktır. Başlıyorum sormaya:
            İçinizde yalan söylemeyen kim? İmamoğlu
            Hakaret ve tehdit etmeyen kim? İmamoğlu
            Tebessüm eden ve kucaklayan kim? İmamoğlu
            Hak ve hukuk çiğnemeyen kim? İmamoğlu
            Allahtan korkarım, dinimi istismar etmem diyen kim? İmamoğlu
            Eee o zaman; imam, Ekrem İmamoğlu olsun'.

Bu yazı 1892 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum