Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-118

18 Kasım 2024 - 18:28 - Güncelleme: 18 Kasım 2024 - 18:28

GECE DERSİ VE ULAŞIM SORUNLARI
Fakat gece dersim olduğu günlerde (haftada 2 gün) ulaşım zorlaşıyordu. Gece dersim saat on civarında bitiyor. Hazırlanıp hemen fakülte binasının önüne çıkardım. Buradan Cevizlibağ’a giden otobüse binip yaklaşık çeyrek saat sonra Cevizlibağ’a varırdım. Merdivenlerinin insan kalabalığına dar geldiği üst geçit köprüsünü geçip metrobüs durağına gelirdim. Bu duraktan geçen hat, Avrupa yakası ile Asya yakasını birleştiren üç boğaz köprüsünden biri olan ve On Beş Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçen üç anayoldan biridir.
Bundan dolayı bu yol, İstanbul’un Avrupa yakasındaki çoğu yerleşim birimlerindeki yolcuları, İstanbul’un Asya yakasındaki yerleşim birimlerine ulaşmasını sağlamaktadır. Bu özelliğinden dolayı bu durakta yolcu alan ve indiren tesbih taneleri gibi arka arkaya dizilmiş ve farklı yerlere giden adeta bir metrobüs (ortası körükle birbirine bağlanan iki otobüs) zinciri hiç eksik olmaz. Üst geçit köprüsünden inen yoğun yolcu kalabalığı metrobüslere binecekleri kaldırım üzerine inip kendi belediye otobüslerini beklemeye başlarlar. Bunlar bu kaldırım üzerinde kendi otobüslerini bulup binme telaşesi içindedirler.
Ben de bu insan seli arasına girip gideceğim hedefe uyan metrobüsü bulmaya çalışırdım. Gözüm metrobüsün üstündeki numarayı takip ederdi. Eğer numara başkaysa bir geridekine koşar numarasına bakardım. Uygun metrobüs denk gelinceye kadar kaldırım boyunca bir ileri bir geri koştururdum. Bazan metrobüs uygun olur fakat yolcu kalabalığından, koltukları ve ara koridoru insanlar tarafından iğne atsan yere düşmeyecek şekilde dolmuş olur ve kapısı zor kapanırdı. Böyle durumlarda kaptan kapıyı açmaz ve yoluna devam ederdi. O zaman arkadan gelenleri kontrol etmek için geriye doğru koşarak benim gideceğim metrobüsü bulmaya çalışırdım. Bazen hemen gelmez beklemek zorunda kalırdım.
Bana uygun olanı geldiğinde başkaları ile birlikte hemen giriş kapısına yönelir bin bir güçlükle insanlar arasından geçerek bindiğimde sanki önemli bir görevi başarmış gibi mutlu olurdum. Hele oturacak bir yer bulabilirsem daha da seviniyordum. Yaklaşık yarım saatlik bir sürede metrobüs, Zincirlikuyu İstasyonu’na varırdı. Zincirlikuyu’da metrobüsten inip Beşiktaş’tan Sarıyer’e gitmekte olan dolmuş ve otobüslerin geçeceği durağa geliyorum. Buradan Sarıyer’e giden dolmuş veya belediye otobüsüne binip Sarıyer’e geliyordum.
Fakat ben Sarıyer’e geldiğimde saat on bir civarını buluyordu. O saatte Kilyos’a ne dolmuş ne de belediye otobüsü bulunurdu. Ancak Kısırkaya tarafına giden dolmuşlar oluyordu. Bu dolmuşlara binip Kilyos’a üç kilometre uzaktaki Uskumruköy Kavşağı’nda inerdim. Burada arabamızla beni beklemekte olan eşimle buluşup evimize ulaşırdık. Bu durum, gece dersim olduğu sürece devam etti.
2011 temmuzunda Hacıosman Metro İstasyonu açıldıktan sonra, Kilyos- Sarıyer belediye otobüs hattı Kilyos – Hacıosman olarak işlemeye başladı. Böylece üniversiteye gidiş gelişim biraz daha iyileşti.

Bu yazı 144 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum