Ne Oldu Bize?
Ardı arkası kesilmeyen, benzer olaylar yaşanıyor bu ülkede. Toplumda kalmışsa vicdan, yerinde duruyorsa akıl ve mantık, birazcık ürperti duyuyoruz o kadar. Toplum olarak, sağlığımızı kaybettiğimizin kimse farkında değil aslında.
Sözün bittiği uç noktalara savrulmuş durumdayız.
Bir cemaatte ortaya çıkan, 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesiyle ortalık yine toz duman. Bu kaçıncı? Benzerlerini sıkça yaşar hale geldik son zamanlarda. Sözde muhafazakâr kesimler suskun. Ne demeli? Eyvah eyvah..
Cami imamı, camide bir kadınla beraber. Eşi ortaya çıkarıyor. Kayınpederi şikâyetçi oluyor. Vah vah.. Olayı soruşturan müftünün beyanatları, daha bir vah vah.. İmamın dini nikâhı olup olmadığını araştıracakmış.
Karısını öldüren, çocuklarını katleden var. Eşini, kayınpederini, kayınvalidesini öldüren var. Nişanlısını katleden var. Sevgilisini kasaplık et gibi doğrayan var. Var da var işte.
Mecliste milletvekilini, bir yumrukta nakavt eden milletvekili var. Vahim mi? Vahim. Yumruğu atan milletvekilinin; “Mecliste böyle şeyler olur. Özür dilemeyeceğim” demesi daha vahim. Üniversitede profesör, yumrukçu milletvekiline mesaj atıyor. Salladığı yumruk için,”eline sağlık” diyor. Vahim ötesi vahim..
Yalan, dolan, iftira, hakaret, tehdit hangi pazarda geçer akçedir? Siyaset pazarında..
Bu siyaset pazarında, alış veriş yapan kim? Benim halkım..
Hak, hukuk adalet, liyakat ve sair cümlesini rafa kaldıran kim? Benim halkım..
Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Güneşi ceketinin astarında solduran marka Müslümanları” kim? Benim halkım..
Kuran’ı hayatından çıkarırken, Nebi Muhammedi tasfiye eden kim? Benim halkım..
Siyaset pazarında dünyalık menfaat devşiren, tarikat ve cemaatlerde ahiret garantisi arayan kim? Benim halkım..
Eee o zaman “Bize Ne Oldu” diye sormanın bir anlamı kaldı mı?
Bence kaldı.
Kur’an bu sorunun cevabını şöyle veriyor:
“Aklını işletmeyen bir topluluğun üzerine pislik yağdırırız”
Tabii ki anlayabilene, aklını işletebilene….