Necati KÜÇÜK

Necati KÜÇÜK

Az Efe
necatikucuk@hotmail.com

Ben Bir Yazar Adayıyım Gülhane Parkında

10 Aralık 2025 - 16:36 - Güncelleme: 10 Aralık 2025 - 16:37

Gülhane Parkı içerisindeki Beltur adlı kafeye ilk gelen müşterilerden birisiydim. Personellerden bazıları sabah temizliklerini bitirip masaları düzeltirken bazıları da kahvaltı büfelerini hazırlıyordu. Self servis büfeden kahvaltı tabaklarını alan genç çift kare bir masaya oturdu. Onlar kayısı kıvamında kaynamış yumurtalarını soymaya çalışırken beş altı yanlarındaki kızları da eliyle tabaktan aldığı salam dilimleriyle yerdeki bir kediyi besliyordu. Beceriksiz bir garson kediyi kafe dışına çıkarmaya çalışıyor, salamın tadını alan kedi boy avantajını kullanarak bir masanın altından diğerine sıvışıyordu. Yaklaşık yedi sekiz kişi olacağımızı düşünerek birleştitilmiş büyükçe bir masaya oturup arkadaşlarımı beklemeye başladım.
Kulağındaki telefon ile kapıdan ilk giren Nuray hanım oldu. Beni arıyordu. Nuray hanım bu buluşmayı organize eden WhatsApp Yazarlar grubumuzun yöneticisiydi. Aslında grubumuzun üyeleri ilk kez Eylül ayı başlarında yine aynı yerde toplanmışlardı. Birbirleriyle yüz yüze tanışmışlar birlikte kahvaltı etmişler ve birbirleri için kitaplarını imzalamışlardı. Çok istememe rağmen uzaklarda olduğum için o toplantıya ben katılamamıştım.
Daha sonra Aralık ayının ilk haftasında İstanbul'da olacağım kesinleşince Nuray hanıma bildirmiş bir buluşma daha ayarlaması için ricada bulunmuştum. Bugün işte bu nedenle Gülhane Parkındaki bu kafeye gelmiştim. İki ay gecikmeyle de olsa ben de grup arkadaşlarımızla tanışacak beraberimde getirdiğim kitaplarımı onlar için imzalayacaktım. Daha sonra Gülümay, Ayşegül, Elvan ve Beyhan hanımlar ikişer ikişer kapıdan içeri girdiler. Kimileri tramvayda kimileri metroda buluşmuşlardı. Böyle buluşmalara genelikle hanımlar geç kalırlardı ama bu sefer geç kalan Mehmet beydi. Herhalde trafiğe takılmıştı.
Bazı arkadaşlar poğaça börek bazılarımız da tost ya da kahvaltı tabağı alarak çayla atıştırdık. Masada koyu bir edebiyat sohbeti hüküm sürüyordu. Aslında konu edebiyatın kendisi değil mutfağı ile ilgiliydi. Çünkü ben dahil yazar arkadaşların sıkıntıları yazmak değil yazdıklarımızı okurlara ulaştırmak üzerineydi. Yayınevlerinden, kitap fuarlarından ve tanıtım sorunlarından konuşuyorduk.
Saatler ilerledikçe hava biraz daha ısınmış, sigara içen az sayıdaki arkadaşımızı da düşünerek bahçedeki masalardan birine taşınmıştık. Ben getirdiğim kitapları arkadaşlarım için imzalarken onlar da çantalarında getirdikleri kitaplarını benim için imzaladılar. Karşılıklı kitaplarımızla kameralara pozlar verdik. Sabah saatlerinde kızının bir müzik dinletisine katılan Aynil hanım da ilerleyen saatlerde bize katıldı. Bir kahvaltı süresi için geldiğimiz Gülhane Parkından altı saat sonra ancak ayrılabildik. Arkadaşlığın dostluğun romanla, öyküyle ve şiirle yoğrulduğu güzel bir gündü. Sevgilerimle

Bu yazı 64 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum