Şehre ilk giren birliklerin içinde bulunan Teğmen Seyfettin Çalbatur, durumu şöyle anlatıyor: “Şehre girerken pusu kuran, sokaklarda Türk askerine ateş eden Yunan askerleri vardı. Sokaklar geçilemez halde yangın gürültülerine sahne oluyordu. Bu seslere feryat eden kadın sesleri karışıyor, yerlerde öldürülmüş insan cesetleri bulunuyor, yaralıların ve çocukların iniltileri duyuluyordu.”
“Yunan kuvvetleri şehirden çekilirken Manisa ve civarını yaktılar. 6-7-8 Eylül 1922 tarihlerinde şehir Yunanlı yangın taburu tarafından yakılıp yağmalanırken çaresiz halk Spil Dağı’na sığındı ve üç gün boyunca bu korkunç manzarayı dağdan izledi.”
“Sabaha karşı milislerden kaçtıktan sonra, tepelerde gizlenmek için kuru bir dere yatağına tırmandık. Biz tırmanırken şehir yanıyordu ve (yangın o derece şiddetliydi ki) yangının ışığı ile aydınlanıyor, sıcaklığı ile ısınıyorduk. Şehir üç gün üç gece yandı. Bazı evlerin pencere camlarının bomba gibi patladığını gördüm. Üzüm çuvalları birbirine yapışmış reçeller gibi köpürüyordu. Ölü inekler ve atlar bacakları havada balonlar gibi.
Eski ağaçlar kökleriyle devrildi. Ben bu şeyleri unutmadım. Sıcak, açlık, korku,
koku. Üç gün sonra, aşağıda vadide toz bulutları göründü. At sırtında Türk askerleri; biz onları tepelerde bizi öldürmeye gelen Yunanlılar sanıyorduk. Ben yeşil ve kırmızı barak taşıyan üç asker hatırlıyorum. İnsanlar ağlıyor, atların toynaklarını öpüyordu ‘Bizim kurtarıcımız geldi diye.’ (Küçük bir kız iken yangına tanık olan Gülfem Kaatçılar İren’in hatırasından.)
İşgal sürecinde yaşanan “Ulu Cami Olayı”na da yer verilmiş:
“12 Şubat 1921 günün, Manisa Metropoliti, Papazları ve Rum halkını da yanına alarak Ulu Cami’ye yürüdüler ve camiyi kiliseye çevirme girişiminde bulundular. Cami duvarına Yunanca yazılar yazıldı, haç çizildi, Kur’an’ı Kerim parçalanarak ayaklar altına alındı. O zamanki müftü, -Abdülhamit Efendi- öğrencilerini toplayıp işgal komutanına giderek eylemleri sonlandırmalarını sağladı.” (Ulu Cami olayı)
Müzede belirli noktalara yapılan avluların birinde, Türk askerinin Manisa’ya girişinde şehit olan üç askerimize ithafen yapılmış gayet anlamlı bir anıt var. Anıt kaidesinde şöyle bir not yer alıyor: “Manisa Türk askeri tarafından 8 Eylül 1922 günü kurtarılmıştır. Şehre giren ilk öncü birlikler üç şehit vermişlerdir: Aksaraylı Onbaşı Zülfikar Oğlu Mehmet, Beypazarlı Onbaşı Hasan ve Bursa Yenişehirli Er İsmail”
(Devam edecek)


YORUMLAR