Gülruh DEMİREL

Gülruh DEMİREL

gulruhdemirel123@gmail.com

Bir Sınav Klasiği

05 Kasım 2025 - 00:31 - Güncelleme: 05 Kasım 2025 - 00:32

Yaşın ne olursa olsun, “sınav” kelimesini duyunca çocukluk ve gençlik yıllarındaki o ders çalışma telaşı, o heyecan birden insanın içine doluveriyor. Dün ben de işte o duyguyu yeniden yaşadım.
Şimdi diyeceksiniz ki:
— Ne sınavı bu yaşta, Gülruh Hanım?
Ah, o öyle bildiğiniz sınavlardan değil…
Bu 65 yaş üstü  vekaletname düzenlemek için noterlerin aklı melekeleri  yerinde mi?” diye ispatlamaya dayalı, hastanede doktorların yaptığı bir sınav.
Günü belli olmadan bile içimde tatlı bir heyecan başladı. “Hazırlık şart” dedim, benim gibi yaş almış sınav arkadaşlarıma danıştım.
Hepsi ağız birliği etmiş gibi,
 “100’den geriye 7’şer saymayı ezberle!” dedi durdu.
Ama ben işi garantiye alayım dedim; “Ya 8’er ya 9’ar sorarlarsa?” diyerek başladım çalışmaya.
Ne var ki zihnim uzun süredir tembelliğe alışmış… Sayılar birbiriyle dans etmeye başlayınca iç sesim söylenmeye başladı:
> “Bu ne biçim sayma böyle! Hem geriye, hem karışık…”
O da haklıydı hani… Ev işleri, el işleri, hele bir de arkadaş sohbetleriyle o kadar meşguldük ki beynim yıllardır böyle bir tempoya maruz kalmamıştı.
Derken ben Google’la kanka oldum. Sabahlara kadar ona sordum durdum:
— TBMM Meclisi Başkanı kim?
— Milletvekili sayımız kaç?
— Gazze savaşı ne zamandır sürüyor?
Bütün gece çalış çalış… Ama uykum bir türlü gelmedi. Rüyamda bile geri sayma yaparken öğretmen karşısında bocalayıp kalmışım!
Sabah uykusuz bir şekilde hastanenin yolunu tuttum. İlk durak: Nöroloji Doktoru Ahmet bey'
 güleryüzle  karşıladı.
“Yıllarca öğrencilerimi sınava soktum, bakalım şimdi ben ne yapacağım?” dedim gülerek. O da birkaç basit soru sordu:
 “Şu an neredesiniz?” “Niçin geldiniz?”
Sonra bir şeyler yazıp elime tutuşturdu.
Ben ise sevinçten uçuyorum:
> “Doktor bey, ben bütün gece geri sayma çalıştım ama siz hiç o kısımdan sormadınız!”
Gülümsedi, “Daha sınav bitmedi Gülruh Hanım,” dedi.Eğer 7 pirince okuyup yuttuysanız kolaylıkla verebilirsiniz.
Meğer ikinci aşama psikologmuş!
İçimden bir ses, > “Hadi bakalım, şimdi asıl sınav başlıyor!” diyordu.
Kalbim Doktorun kapısını tıklatırken kapıdan daha gür tıklıyordu. Psikolog Türkü Hanım da güler yüzlü çıktı neyse ki.
İlk soru: “100’den geriye 7’şer sayın.”
İçimden “Çok kolay Gülruh, 10 eksilt 3 ekle, tamamdır!” diyerek başladım hızla. Sonra dedi ki:
“Şimdi üç kelime vereceğim: Top, kitap, kapı. Biraz sonra soracağım.”
Ne olacak dedim, “çocuk oyuncağı!”
Derken Türkiye’nin en yüksek dağı, İzmir’in tarihi yerleri, Efes Harabeleri derken sorular tıkır tıkır gitti.
Sıra geldi o üç kelimeye.
“Top, kitap, kalem!” dedim kendimden emin.
Ama doktorun yüz ifadesi değişti.
“Kalem değil, kapıydı…”
O an içimden “Ah şu reflekslerim!” dedim.
“Kitap, kalem her zaman peş peşe gelir ya, oradan şaştı sanırım!”
Sonra yeniden nörolojiye çıktım. “Doktor bey, sınıfı geçtim mi?” diye sordum heyecanla.
O da gülümseyip, “Hep siz mi sınav yapacaksınız, biraz da biz yapalım,” dedi.
Ve devam etti: "100 üzerinden 99 aldınız. Neden 100 değil?”
Ben de gayet ciddi bir şekilde:
 “Kitap ve kalem hep yan yana gelir ya doktor bey, kapı şaşırttı beni,” dedim.
Güldü: “Tebrikler Gülruh Öğretmenim, sınavı başarıyla geçtiniz.”
O an içimdeki çocuk  hoplayıp zıpladı. Merdivenlerden inerken kendi kendime söylendim:
 “Bugün ne güzel bir gündü… Keşke her gün sınav olsa!”
Evet, artık kararımı verdim. Zihnimi tembelliğe alıştırmayacağım!
Geri saymalar, denklemler, havuz problemleri — hepsi sırayla çalışılacak.
Yaşam da aslında biraz böyle değil mi? Başta coşkuyla ileri sayıyoruz, sonra yavaş yavaş geri saymaya başlıyoruz. Ama önemli olan, her adımda öğrenci kalabilmek.
Sınavı geçtim mi, bilmem… Ama içimdeki öğrenciyi yeniden buldum.
Bir gün siz de bu sınava girerseniz, beni arayın; tüm püf noktalar bende!

Bu yazı 52 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum