Yaza mı Gidiyoruz Yoksa Kışa mı?

En uzun günleri ve en sıcak saatleri sinesinde barındıran Haziran ayı, bu yıl bambaşka bir çehreye büründü. Son 20 gündür aralıklarla devam eden yağışlar ve beraberinde gelen ılık ve serin hava, herkesi şaşkına çevirdi.
            Bu sıra dışı mevsimden, en çok tarım sektörü etkileniyor. Çiftçiler şimdiden derin düşüncelere dalmış durumda. Ürün kalitesini düşüren, bir takım hastalıkları kapıda bekleten, piyasa şartlarını alt üst eden bir Haziran yaşıyoruz.
            Aylar öncesinden bazı uzmanlar uyarmıştı. Bu yaz tropikal bir iklim bizi bekliyor demişlerdi. Haziran ayı boyunca aynısını yaşıyoruz. Eskilerin deyimiyle, sıcağa hasret kaldık Haziran içinde. Daha sırtımız bile ısınmadı.
            Bu anormal mevsim şartları tarımı zorluyor.
            Özellikle kiraz üretiminde, yağışlar ciddi bir darbe yapmış gözüküyor. Ürün yumuşuyor, pazar kabiliyetini kaybediyor. Fiyatlar şimdiden 1 ile 2TL arasında değişiyor.
            Son yılların en yüksek ekim rakamına kavuşan haşhaş, yağmurlar yüzünden irtifa kaybediyor. Üretici, yaşananlara ‘nazar değdi' diyerek, halini anlatıyor.
            Tütünü dikenler bir dertli, dikemeyenler iki dertli. Hastalığa uygun bir mevsim var tütünde. Üretici gece gündüz ilaçlama yapıyor.
            Patatesçiler, sulamadan kurtuldu deniyor amma, tarlalar çamur deryası. Toprağın altında ürün ne çıkaracak, bir sürü endişe var.
            Bahçeler adeta dayak yemiş gibi. Çapa yapmak için vakit bulunamıyor. Güneş görmeyen bahçelerde ürün büyümüyor.
            Yaza mı gidiyoruz yoksa kışa mı? Şu günlerde herkesin birbirine sorduğu soru bu.