Gelin Olmak Güvey Olmak

Gülruh DEMİREL gulruhdemirel123@gmail.com

Tüm hayallerini geleceğe umutla biriktirme. Elişi, tarla işi hiç boş geçmeyen zaman diliminde gelin olup güzellikleri yakalarım umudu... Güvey olup evimin erkeği olurum umudu... Gelin olmak demek güzel elbiseler giyme, ev düzme, çeyiz serme... Yıllarca işlediklerini ve dokurken her ilmeğine hayallerini de eklediği halılarını, şimdi kullanma zamanı demek.
 Eşya alma, yastık, çarşaf dikme. Yorgan kaplama gibi işlerin düğün öncesi yapılması gerekiyor. Herkesin büyük bir sevinçle hazırlandığı kızı evermek. Ya da oğlanı evermek. İlkokuldan çıkar çıkmaz başlanan kızın çeyizi sandıktan besmeleyle çıkarılır. Manifaturacıdan alınan patiska kumaşı hünerli ellerde ölçülür biçilir. Yastık, perde, divan örtüsü dikilir. Yorgancıya diktirilen şeker pembesi ve cam göbeği mavi atlas kumaştan dikilen yorganlar, İçi yün kışlık, pamuktan yazlık olur. Evliliği mutlu olan biri yorganı kaplardı. Herşey pırıtısıyla evliliğe hazırlanıyor. Dantelle örülen perdelerdeki kuşlar bile özgür olmayı isteyen genç kızın hayallerini yansıtıyor.
Mutfak tezgâhının altına gerilen kap kaçağını görülmemesi için renkli basmalarla dikilen örtüler yaşamak istenen baskılanan duyguların sere serpe ilkbahar çiçekleri gibi ortalığa dökülüşü sanki. Ev eşyası koltuk takımı ve yatak odası alınır. Ayrıca tahtadan yaptırılan divan, üstüne yatak ve divan örtüsü dikilirdi.
 Elde tığla örülen elbeziler şimdilerin ıslak mendilleriydi. Yatak odası takımı gardırobu aynalı şifonyeriyle, üzerine sire takımı alınırdı. Annemin lila rengi sire takımı hâlâ Gördes'te yük dolabımızda. Anılarımıza yolculukta bizlere eşlik etmekte. Düğün alışverişi için durumu iyi olanlar, kız tarafı gelinkızla beraber, oğlan tarafı güvey hariç birlikte İzmir'e giderlerdi. Tüm dikilecek olanlar doldurulan yastıklar, işlenen sehpa örtüleri, işlenen ve dokunan seccadeler, alınan bardaklar tabaklar, yeni dikilen gecelik, sabahlık, elbiseler gelin kızın evinde düğünden iki gün önce sergilenirdi. Genç kızlar, çeyiz görmeye giderler, hayallerine yenilerini ekleyerek, gördüklerine imrenerek bakarlardı.
Düğünden üç gün önce Belediyede nikah töreni olurdu. Kız ve oğlan tarafının büyüklerinden oluşan, çok az kişinin katılımıyla yapılan resmi nikah töreni. Tayyör takımı, başında başörtüsü, ayağının bile yadırgadığı topuklu ayakkabısıyla GELİN... Takım elbiseleri, kravatlı haliyle GÜVEY... İlk kez yan yana oturup yaşamı birlikte paylaşmak için nikah memuruna evlenme isteklerini, henüz bakışlarının bile rast gelmediği, ürkek çekingen bir şekilde EVET diyerek yapılan nikah merasimi ve nihayet düğün başladı.
Perşembe kız evinde yemek ve eğlence akşama kına gecesi. Cuma günü oğlan evinde yapılan düğün. Cuma sabahı şöyle başlardı. Önce davullarla oğlan evi, kız evine çeyiz almaya gelirlerdi. Bu adeta bir film seti gibiydi. Tüm mahallelinin seyrederek, yardım ederek gelinin eşyaları kamyona yüklenirdi. Kızın arkadaşları ve kız tarafı. Gelin hariç. Erkek olarak, sadece kayınpederin refakât ettiği... Gördes'imizin tek otobüsü olan Velinimete binilirdi. Şoförleri Dinarlıların Hüseyin'in kullandığı otobüsle Ummam deresi, Aşağı Gördes'in tüm sokaklarını korna sesleriyle, arkadan otobüsü takip eden, içindeki eşyalar, davulcu zurnacı ve erkeklerin bindiği kamyonla... Coşku dolu düğün alayı oğlan evine veya yeni açacakları evlerini gelirler, yeni evlilerin evleri yerleştirilirdi. Genellikle oğlan evi ayrı ev açmaz, yeni evlilere bir oda verirlerdi. Yeni evliler bu odanın içine tüm eşyalarıyla birlikte hayallerini de sığdırırlardı.
 Gelinlik şimdiki modacıları solda bırakan güzelliğiyle rahmetli Mürüvvet ablamın elinden çıkardı. Gelinin saçını Germiyanların Kadriye hanımın yaptığı ondülâyla kıvırcık şekil alırdı. Kaşı, makyajı öylesine göz kamaştırdı ki... Kınalı ellere gelinliği tamamlayan bileğe kadar beyaz eldiven takarlardı.
Eskiden tüm güzel hanımların saçları kıvırcıktı. Makyaj, kaş alma, rujla ilk tanışan gelin hepimizi şaşırtır tüm güzelliğini sergilerdi. Gelin olmak demek süslenmek demekti. Duvağın telleri gelin tacının yanında aşağıya doğru sarkar, gelinden genç kızlar bir parça gelin teli isterlerdi. Genç kızların yastığının altına koyduğu bu gelin teli onlara kimbilir ne güzel rüyalar gördürürdü. Damat ta cuma günü davul ve zurnanın eşlik ettiği, arkadaşlarının harmandalı oyunlarıyla, kapı önünde damat traşı olurdu. Güvey önceden diktirilen damatlıkları giyer, kravatlı haliyle, yakışıklılığı göz kamaştırırdı. Tüm duyguların safça yaşandığı güzel günlerdi. Gelin ve güvey giyindiler, süslendiler. Evleri kendileri olmadan yerleştirildi. Hiç konuşup anlaşmadan Nikah memuruna EVET dediler. Buluşmaya çok az kaldı. Sizlerle düğünün son bölümünde buluşmak üzere...