Bu haftaki köşe yazımda Yazar Anton Çehov tarafından kaleme alınan Vişne Bahçesi eserini inceledim. Eserde, zengin bir Rus ailesinin oturdukları ünlü vişne bahçesine sahip evlerini savurganlıkları ve lüks özentileri sebebiyle en sonunda elden çıkarmaları sürecinde yaşadıkları konu edilmiştir.
Eser en başından itibaren Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası eserinde olduğu gibi batıya sürekli özenen ve bütün malvarlığını onlar gibi yaşayıp Avrupa’da seyahat etmeye harcayan Ranevskaya isimli ana karakterin Fransa turundan dönmesiyle başlamaktadır.
Evlerinin de bulunduğu arsadaki vişne bahçesini çocukluğundan beri çok seven Radevskaya maddi durumları sıkıntılı olmasına rağmen, hala elindeki paraları etrafındaki birçok insana savurgan bir şekilde harcamaya devam etmektedir. Bir yandan duygusal boşluğunu bu şekilde gidermeye çalışan çiftlik sahibi, diğer taraftan çiftliğin açık artırma günü belli olmasına karşın hala satılma ihtimalini ciddiye almamaktadır.
Lopahin isimli tüccar tanıdıkları, en başından itibaren çiftliğe yazlıklar eklenerek onların kirası ile yıllık çok ciddi miktarlar kazanabileceklerini defalarca söylese de, buna yanaşmayan ev sahibi, artırma günü gelip vişne bahçesi satıldığında hüzünlenip dövünmeye başlar. Çiftliği, babası eski çiftlik kölesi olan, Lopahin açık artırmada satın almış ve planını kendisi hayata geçirmeye karar vermiştir.
Eserin sonunda da, bütün ev halkı, satış işlemi sonrasında, vişne bahçesindeki ağaçlar kesilirken eşyalarını toplayıp satıştan gelen para ile yurtdışına yerleşmeye karar verirler.
Eser, görüleceği üzere 19. Yy sonundaki Rus toplumunun adeta bir portresini de çizmektedir. Çarlık Rusya’sındaki batılılaşma sürecindeki bazı acı tecrübeler Osmanlı’da olduğu gibi Ruslar için de yaşanmış denilebilir. Kendi özlerini kaybetmeye başlayan ve batının taklidini yapmaya çalışarak kendilerinden kopan Rus halkı da, kendi değerlerine düşman kesilmiştir. Eserde, Firs isimli eski köle ve evin uşağı olan karakterin üretime ve yapılması gerekenlere ilişkin bazı tavsiyeleri herkese bir saçmalık olarak gelmekte ve kendisinin tecrübesini kimse ciddiye almamaktadır.
Yine, özellikle çiftlik sahibi ve ailesi, yaşananlar konusunda oldukça temkinsiz davranmakta ve yalnızca Avrupa’ya giderek onların düzenli medeniyetlerinde yaşamlarını idame ettirmenin düşüncesini yaşamaktadır.
Rus aydın kesimine değinilen eserde, Lopahin karakterinin alıntılarda yer alan sözleri ise, günümüze kadar devam etmiş olan Rus aydınının esasında Osmanlı ve sonrasındaki cumhuriyet sürecinde de en büyük sorunlarımızdan birisinin komşu ülkede de yaşandığını göstermektedir. Aydın kesim denilen güruh, Cemil Meriç’in de dediği gibi tek getirisini ve kazancını müstağriplik üzerinden temin ettiği için batıya özenip onları taklit etmenin aydın olmak için yeterli olduğunu düşünmüştür. Ancak onlar gibi görünüp, onları anlayamadan yalnızca biçimsel bir batılılık anlayışının ise, ülkemize yıllar kaybettirdiği gözlerimizin önündeki yakın geçmişimizde açıkça anlaşılmaktadır. Aynı konunun Çarlık Rusya’sının son dönemlerinde de söz konusu olduğu ve asıl yıkılmanın kültürel çöküş sebebiyle geldiği anlaşılmaktadır.
Yazar tarafından oldukça benzer ve önemli toplumsal tahliller barındıran eserde, yalnızca savurganlık temasının yanında diğer dönemsel sorunlara da oldukça etkileyici şekilde parmak basılmıştır.
Sonuç olarak eser, Çehov sevenler için dönemin Rusya’sını anlamak adına oldukça önemli tiyatro eserlerinden birisi olarak okunmayı hak etmektedir.
Eserden kalan en akılda kalıcı alıntı olarak “Ne kadar az konuşursanız o kadar huzur bulursunuz.” seçilebilir.
Eserin diğer alıntılarına ve 5 kriter üzerinden gerçekleştirilen detaylı değerlendirmesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Ayrıca 200’den fazla yazıdan oluşan blog sitemi inceleyebilirsiniz. ( https://www.kirmizicantaliavukat.net/post/vi-şne-bahçesi-anton-çehov )
(*) : : Köşe Yazımda bahsedilmiş olan hususlara ilişkin kısımlar: VİŞNE BAHÇESİ
Yazar: Anton Çehov
Yayınevi: Koridor Yayınları
Baskı: İstanbul - 2023
kitaptan esinlenilerek düzenlenmiştir.
YORUMLAR