Gördes'te Sahipsiz Köpek İstilası

Daha önce kaç kez yazdık. Kaç gez dile getirdik. Kulak asan, ses veren olmadı. Dert her geçen gün büyüdü. Bugün vahim bir noktaya geldi. Dün sahipsiz köpekler ne olacak diyorduk. Bugün Gördes, sahipsiz köpeklerin istilasına uğradı.
            Çarşı merkezi, sokaklar, caddeler sürü halinde köpeklerle dolu. Sabah erken saatlerde işe gidenler, elinde sopayla dışarı çıkıyor. Çünkü saldırıyor köpekler. Anne babalar çocuklarını okula gönderirken yürek sızısı çekiyor. Hangi köpek, hangi köşe başında saldıracak diye endişe ediyor.
            Köpeklerin saldırısında yaralanan var, canı ağzına gelen var.
            Başka ne var?
            Çarşı merkezi köpek pisliğinden geçilmiyor. Üstüne basa basa geçenler var. Köpek pisliğine bulaşmış ayaklarla iş yerlerine, evlere gidenler var.
            Ağaç dipleri köpek pisliğiyle dolu. Bakıp bakıp geçenler var. Kaldırımlar çiğnenen köpek pisliklerinin kalıplarıyla renk değiştirmiş, seyredenler var.
            Özellikle sabah saatlerinde, çarşıda sürü halinde hareket eden köpekler trafiği felç ediyor. Saldırıyorlar araçlara ve trafiğin içini dışına çıkarıyorlar. Kaza ve bela her an kapıda bekliyor.
            Kısacası sahipsiz köpek derdi büyüdü ve büyüdü, sonunda Gördes sahipsiz köpeklerin istilasına maruz kaldı.
            Vatandaş gazetemize şikâyetini dile getiriyor. Biz şikâyet makamı değiliz. Yetkililere vatandaş tepkisini göstermeli, onları harekete geçmeye mecbur bırakmalı. Fakat vatandaş bunu yapmıyor.
            21. yy'da bir şehir, sahipsiz köpeklere teslim olmuş durumda.
            Çözüm mü diyorsunuz. Çözüm bulundu bile.
            Yetkililerin duyarsızlığı, vatandaşın kayıtsızlığı ile bu mesele çözümsüzlüğe sürüklendi. Yani köpekler Gördes'i istila etti. Alıştık ve kabul ettik.
            Köpek pisliğine basa basa gitmeye alıştık.
            Köpeklerin çoluk çocuğumuza saldırmasına alıştık.
            Ağaç diplerinde köpek pisliği görmeye ve kokusunu çekmeye alıştık.
            Yani sahipsiz köpek meselesini bu şekilde çözdük. Geriye başka söz söylemeye gerek kaldı mı?