Yangın-8

Kazım GERMİYANOĞLU kgermiyanoglu@hotmail.com

AKHİSAR - 30 MAYIS 1919
 Parti Pehlivan Ağa duydukları karşısında donup kalmıştı.
- Daha bitmedi dedi Bekir Sami Bey ve devam etti:
-Hürriyet ve İtilaf Partisi Akhisar heyet-i idare reisi Müderris Hacı Nizamettin Efendi de gözümüzün içine baka baka şunları söyledi: 'Günah ittihatçıların efendiler! İttihatçılar vaktiyle ne derlerdi; Millet karıdır, hükûmet onun eridir. Erine karşı gelen karının cezası şeriatta yazılı derlerdi. Memurdan zaptiyeden yakınsak erine karşı gelmiş karı gibi terslerdiniz. Bunca yıl karı gibi kullanılmış milletten sen bugün ne hayır beklemektesin. Kendi zaptiyesinden bunca sene ödü yarılan millet, toplu tüfekli düşmanın karşısına ordusuz silahsız nasıl çıkabilir?'
-Sen gel de kahrolma! Dokuz senelik talihsiz bir dönemin hesabını bizden sorar gibiydi Hacı Nizamettin.
-Peki beyim, onlara demediniz mi; efendi İttihat ve Terakki'den evvel kimin karısıydı bu millet? Bu günlerin mesulü sadece dokuz senelik İttihat ve Terakki mi? Ya evvelki devirler? 'Kullarım!' diye hitap edilen millet başka bir millet mi idi beyim?
-Çok haklısın Pehlivan! Ama o günler unutuldu. Bütün fatura İttihatçılara kesiliyor. Kendileri gibi teslimiyetçi olmadığımız için bizi de İttihatçı olarak görüyor bu herifler!
-Biz birbirimizle dalaşırken düşmanlar işlerine devam ediyor. Dün Kasaba[1] da işgal edildi. Düşman Salihli'ye doğru ilerliyor. Soysuz yunan yine büyük fecayi göstermiş. Çoğu çocuk yaşta birçok genç kızımız hunharca katledilmiş.
- Biz ne İttihatçıyız ne de İtilafçı; biz hiçbir ikbal peşinde koşmayan, tek derdi vatanı ve milleti bu işgal belasından kurtarmak olan fedaileriz. Bizim adımız Kuvayı Millîyeci.. Bunu iyi anlatmalıyız millete.
Albay Kâzım Bey'in bu sözleri üzerine Parti Pehlivan Ağa:
-Lakin bize çete diyor ahali. Haydut ya da eşkıya gibi görüyorlar bizi! diye gürledi.
-İstanbul Hükûmeti, Anadolu Hareketini kötü göstermek için elinden geleni yapıyor Pehlivan. Anadolu'ya nasihat heyetleri çıkarmışlar. Ahalinin padişaha sadakatinden faydalanmak için de her heyetin başına bir şehzade koymuşlar. Kuvayı Millîye taraftarlarını asilikle ve dinsizlikle suçlarlarmış. Bu mürevviçler, ahaliyi koyu bir ilânat-ı siyasîyenin tesiri altında inanmak mecburiyetinde bırakıyorlar, dedi Bekir Sami Bey.
-Manisa Müftüsü Âlim Efendi, Denizli Müftüsü Ahmet Hulûsi Efendi, Gördes Müftüsü İsmail Hakkı Efendi, Paşaköylü Nasuh Hoca bunlar da dinsiz ve asi öyle mi? Şu hale bak! Diye hayıflandı Pehlivan Ağa.
-Dahası; Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Efendi, Üstat Mehmet Âkif Bey vesaire vesaire' Saymakla bitmez. Maalesef bütün bu muhteremler dinsiz ve asi olarak ilan ediliyor, diyerek sözlerini sürdürdü Bekir Sami Bey.  
-Bunun böyle olmadığını yakında görecekler Pehlivan. Milletin tek umududur Kuvayı Millîye. Ancak bizim de faaliyetlerimizde biraz dikkatli olmamız lâzım. Ahaliyi tedirgin etmeden, tazyikte bulunmadan, itimadını kazanarak kendimizi kabul ettirmeliyiz.
-Haklısın Sami Bey. Çok dikkatli olmalıyız. Halkı incitecek söz ve hareketlerden uzak durmalıyız. İttihatçılar gibi katı ve mağrur olmadığımızı göstermeliyiz millete.
O sırada kapı çalındı, bir er odaya girerek bir kâğıt uzattı. Kâğıdı alan Bekir Sami Bey'in birden rengi değişti, boğuk bir sesle:
-Maalesef düşman Saruhanlı' ya da girmiş efendiler! Saruhanlı da işgal altında ve kalabalık bir Yunan birliği de Akhisar'a çok yakın bir mesafedeki Kayışlar Köyü'ne gelerek mevzi almış. Kurşun İşlemez Cevdet ve emrindeki çok az kuvvet geri çekilmek mecburiyetinde kalmış.
- Az sayıda Saruhanlılı gençlerden müteşekkil bir kuvveti vardı Cevdet Bey'in, dedi Albay Kâzım Bey:
-Yazık yardım edemedik, şimdi sıra Akhisar da mı dersiniz? Üstelik karşı koyacak kuvvetimiz de yok, diyerek devam etti.
Parti Pehlivan Ağa ayağa kalkarak:
-Ben adamlarımla hemen Cevdet Bey'e yardıma gidiyorum. Belki bir müddet oyalayabiliriz kefereleri!
-İyi olur Pehlivan. Belki biz de bu zaman zarfında 14. Kolordu Kumandanı Yusuf İzzet Paşa ile irtibata geçip Soma'da bulunan 188. Piyade alayını harekete geçirebiliriz.
-Peki Kâzım Bey, ben hemen adamlarımı toplayıp Kayışlar Köyü'ne hareket ediyorum. Cevdet Bey o havalidedir umarım.
-Karaosmanoğlu Halit Paşa ne yaptı acaba? Dedi Albay Kâzım Bey.
- Malûmunuz Halit Paşa'nın kendisine sadık   kırk yiğidi vardı. Onlar da Papazlı Köyü önünde set kurmuş, düşmana geçit vermemişler.
- Hey gidi arslanlar! Yiğit cengaverler!
-Tatar Köylüleri de düşmanı sokmamışlar köylerine! Kefereler mıhlanıp kalmış köyün önlerinde.
-Hey gidi Arslanlarım, Yiğit Tatarlar! Yılmaz Çeriler! Keşke bütün Müslümanlar sizin gösterdiğiniz cesareti gösterebilseydi de gavurcuklar bu kadar rahat ilerleyemeseler idi.
Pehlivan Ağa coşmuştu, yerinde duramıyor, bir an önce bir şeyler yapmak istercesine oturup kalkıyordu, başını pencereden uzatıp:
-Kardaşlarım! Hemen hazırlanın, gidiyoruz! Diye kükredi ve kendini hemen dışarıya attı.
Onun emrini duyan efeler birer ok gibi yerlerinden fırlayıp atlarının başına geçtiler, birkaç dakika içinde müfreze toplanmıştı. Pehlivan:
                -Allahaısmarladık! Hakkınızı helal edin! Diyerek Kâzım Bey ile Bekir Sami Bey'i selâmladı ve efelerine dönerek:
                -At bin! İstikamet Kayışlar Köyü! İleri!
                               ***
                Mütareke sırasında Gemlik Belediye Başkanı bulunan Cevdet Bey, İzmir'in işgali üzerine görevini bırakarak Saruhanlı'ya gelmiş ve Saruhanlılı gençlerden bir kuvvet oluşturarak işgalcilere karşı mücadeleye başlamıştı. Kısa sürede gösterdiği kahramanlık ve cesaret sebebiyle Kurşun İşlemez Cevdet olarak nam kazanmış, uzun süre Yunan birliklerini Saruhanlı dışında tutmayı başarmıştı. Bunda Saruhanlı girişinde bulunan Tatar[2] Köylülerinin gösterdiği direnişin de büyük etkisi olmuştu.
Cevdet Bey, günlerce verdiği mücadele sonunda takviye yunan kuvvetlerinin de gelmesi üzerine daha fazla zayiat vermeden birliğini Kayışlar Köyü'nün gerisine çekmeyi başarmış ve burada kendisine yardıma gelen Parti Pehlivan Ağa müfrezesiyle birleşerek sağladıkları Rumelili gönüllülerle cepheyi genişletip, faaliyetlerini daha da arttırmışlardır. Ancak buna rağmen 5 Haziran 1919 günü Akhisar'ın bazı zenginleri ve Rum eşrafı bir heyet oluşturarak Saruhanlı'ya giren Yunan kuvvetlerini karşılamaya giderler. Kayalıoğlu Köyü'nde tuz, ekmek ve imzalı bir davetiye ile karşılanan Yunan birliğinin komutanı' zito'[3] naraları arasında beyaz bir atın üzerinde Akhisar'a girer ve hükümet binasına Yunan bayrağı çekilir. İşgali kabullenemeyen bir kısım Akhisarlılar ise Sındırgı'ya ve Kömürcü Köyü'ne göç ederler.
 
[1] Turgutlu
[2] Yılmaz Köyü                                           (Devam edecek)
[3] Yaşa