Organ Bağışı: Hayata Dokunan Karar  

Mert AKAR akarmert2015@gmail.com

Bir organ bağışı, kimi zaman bir hayatı kurtarmak demektir. Ameliyatla yeniden canlanan bir kalp, iyileştirilen bir böbrek, nefes veren bir akciğer… Her biri, o kişinin dünyasında yeni bir pencere açar. İnsan vücudu büyük bir emanet; ama ne yazık ki bazen sigara, alkol ve sağlıksız yaşam biçimleriyle kendi organlarımıza bizler zarar veririz. Yine de unutmamak gerekir ki zarar gören organlar haricindeki organlar bağışlanabilir. Hatta kendi bedenine zarar vermiş biri bile, başka birine hayat verebilir. Bir bağışla, bir kişinin yaşamına dokunmakla kalmayıp birden fazla kişiye umut olabilirsiniz. Dahası, organımızı alan bireyin ileride dünyaya, ülkemize ve çevresine katkı sağlayabileceği düşüncesi bile insana iç huzur verir.
Organ bağışı konusunu biraz empati ile düşündüğümüzde olayın ciddiyeti daha iyi anlaşılır: Yakınlarımıza gereken organı düşünelim ve bizim organlarımızın bazen uymadığını hatırlayalım. Bir organ bağışlayan birey sayesinde sevdiklerimize yapılan bu bağış, mutluluğumuzu, sevinç ve gözyaşlarımızı derinleştirir; empati yapmamızı ve olayın ciddiyetini kavramamızı sağlar. Ayrıca unutulmamalıdır ki, geçmişte yaşadığımız bir rahatsızlık, kalp stenti gibi müdahaleler ya da ameliyatlar organ bağışını engellemez; organlarımızın büyük bir kısmı hâlâ başkalarına hayat verebilir.
Bir insanın ihtiyacı olduğunda ailesini mutlu etmenin, sevap kazanmanın ve geride güzel bir miras bırakmanın önemi büyüktür. Organ bağışlamak, hem ihtiyaç sahibinin yakınlarını sevindirebilecek hem de bağışçının geride bıraktığı iyiliğin hatırlanmasına vesile olacak bir davranıştır. Bazı inanç çevrelerinde bu iyilik, ahirette bir mükâfat olarak değerlendirilir; mezarımızın bir cennet bahçesine dönüşebileceğine dair mecazi bir umut da bağışın ruhani boyutunu güçlü kılar. Ayrıca, suçsuz dostlarımıza, bebeklerimize ve ihtiyacı olan insanlara yardım etmek; Allah’ın bize bahşettiği yaşamı paylaşmak, yaşamı başkalarıyla paylaşmanın ve merhamet göstermenin bir yolu olarak kabul edilir.
Spor ve sağlıklı yaşam da bu sürecin önemli parçasıdır. Düzenli spor yapmak, kilomuza dikkat etmek ve dengeli beslenmek; organlarımızın sağlığını korur, kronik hastalıkların önlenmesine katkı sağlar. Bu sayede bağışa uygun organ sayısı artar, hem kendi yaşam kalitemiz yükselir hem de başkasına umut olma ihtimalimiz güçlenir. Ancak hayatımızın tempolu, yoğun, sakin veya hareketli olması organ bağışı için engel değildir; yaşam tarzımız bağışımızın değerini azaltmaz.
Dinlerin bakış açısına gelince; İslam alimlerinin büyük çoğunluğu organ bağışını caiz görürken, Hristiyanlıkta “hayat armağanı” olarak tanımlanır, Yahudilikte hayat kurtarmak dini görev sayılır, Budizm ve Hinduizm gibi öğretilerde ise fedakârlık ve başkasına yaşam sunma olarak kabul edilir. Yani büyük dünya dinleri organ bağışını insanlık yararına bir erdem olarak görmektedir.
Ayrıca organ bağışı, yalnızca hastalara umut olmakla sınırlı değildir. Tıp öğrencilerine büyük bir eğitim fırsatı sunarken, sağlık, mühendislik ve bilim alanında eğitim gören öğrenci ve doktorlar da cerrahi teknikler, doku uyumu ve biyomedikal araştırmalar gibi konularda deneyim kazanabilir. Bir bağış, sadece bir hayatı değil; aynı zamanda tıbbın ve bilimsel çalışmaların geleceğini de şekillendirir.
Dünya genelinde İspanya, ABD ve Fransa bağış oranlarında öncüdür. Türkiye’de ise İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi merkezlerde nakil altyapısı güçlü olsa da bağış oranı hâlâ yetersizdir. Oysa bağış kültürü güçlendikçe, bekleyen yüz binlerce hastanın umudu yeşerecektir. Başvuru işlemi sadece dakikalarınızı alır; hastaneler, sağlık ocakları ve organ nakli ile ilgilenen vakıf veya derneklerde kolayca yapılabilir.
Hukuki ve etik uyarı: Organ bağışı, ölüm şekli çok önemlidir; yalnızca beyin ölümü gibi yasal olarak belirlenmiş durumlarda organlar alınabilir. Sadece bağış kartı sahibi olmak, organların otomatik olarak alınacağı anlamına gelmez. Aile veya yakınlardan onay alınmadan bağış gerçekleşmez. Bu nedenle tüm detaylı ve doğru bilgi için ilgili hastane, vakıf veya derneklerden bilgi almak gerekir.
Sonuçta organ bağışı, büyük bir insanlık borcudur. Ameliyat olmuş ya da olmamış, sigara kullanmış ya da kullanmamış, sağlıklı ya da hasta… Bir insan, bedeninde işe yarayan tek bir organı bağışlayarak başkasına hayat verebilir, ailesinin yüzünü güldürebilir ve geride güzel bir miras bırakabilir. Bugün vereceğiniz karar, yarın birinin kalbini yeniden attırabilir. Bu konuya duyduğumuz sorumluluk, hayatımıza bundan sonra daha sağlıklı, dikkatli ve bilinçli devam etmemizi de yükler. Organ bağışı, hem dünyada hem Türkiye’de, umuda açılan kapıdır.