Martı Üzerine
Bu haftaki köşe yazımda yazar Anton Çehov tarafından yazılmış olan Martı isimli tiyatro eserini inceledim. Eserde, Treplev isimli ana karakterin, aşık olduğu kız Nina’ya kendisini ispat etmek için sürekli çabalaması ve sonucunda trajik bir intihara giden süreç konu edilmiştir.
Ana karakterler Nina ve Treplev’in, burjuva bir ailede yaşayan edebi çevrelerinin zengin olması sebebiyle kendilerini bu yönde şartladıkları gösterilmektedir. Dönemin aile yaşamlarına da değinilen eserde, Rus burjuvazisine ait o dönemin gündelik rutinlerine ve içlerine düştükleri aristokrasi merakına özellikle değinilmiştir. Bu husus, kimi zaman yazarın nüktedan tavırlarıyla kimi zaman da ağır hicivleri ile kendisini dolaylı olarak göstermektedir.
Gündelik hayatlarında kazanmak ve çalışmak gibi emelleri pek olmadığından kendilerini sanatsal faaliyetlere atayan bu ailelerin çocukları da aile büyüklerinin gerek yazarlar, gerekse aktrislerden iştigal etmesi sebebiyle kendilerini bu yönde ilerletmek isterler. Nina, bu konuda kendisine Trigorin’i büyük bir idol olarak ele alsa da esasında idol aldığı kişi bir aktör değil yazardır. Ancak onun yazılarını okuyarak bunları hedefini gerçekleştirmenin hayalini taşımaktadır.
Treplev ise, olay örgüsünde çok fazla bölümde geçmese de, kendi içine daha kapanık ve amacını belirleme konusunda daha kararsızdır. Her ne kadar o da yazar olmayı istese de bu konuda kendisine hiç güveni olmadığı gibi sevdiği kız Nina’nın Trigorin’den etkilenmesi sebebiyle söz konusu yazarı da oldukça kıskanmaktadır.
Esere adını veren olay ise, alıntılar bölümünde kısaca da değinildiği üzere, ava gitmeyi seven Treplev’in bir gün vurduğu martıyı getirerek Nina’ya vermesidir. Bunun üzerine, konuşmalarına bir ara vererek Trigorin defterini çıkarıp bu olaya ilişkin bir çıkarım yapacak ve müstehzi bir tavırla martıyı yok yere kendisini yok eden Nina’ya benzetecektir. Ancak bu durumun Nina’yı bir şeyleri başarmak konusunda daha net bir şekilde kamçıladığı da aşikardır.
Treplev ise, yaşadığı melankolik durumların ,Nina’nın bir gece evine gelerek hızlıca çıkması neticesinde, doruklara çıkması sebebiyle intihar etmiştir.
Eser, yukarıda da bahsedildiği üzere, Rus toplumunun belirli bir kesiminin yaşam standartlarını ve gündelik rutinlerini görmek adına önemli bir kitaptır. Ayrıca burjuva içerisinde doğup büyümüş çocukların da kendi iç dünyalarında kaybolarak hedefsiz rotalar arasında savrulmaları ya da net bir hedefe odaklanma tercihlerindeki ikilemleri de oldukça sıra dışı bir şekilde işlemiştir. Ancak genel olarak, bu tarz şartlarda büyüyen çocukların zorluklara karşı dirençlerinin daha düşük olması yanında hayatı kendilerine daha çekilmez kıldıklarını da okuyucularına üçüncü bir ağızdan göstermeyi başararak okuyucusuna üçüncü bir göz olarak müşahede etme fırsatı sunmuştur.
Sonuç olarak eser, tiyatro eserine meraklı okurlar için Çehov tarafından kaleme alındığı da göz önüne alındığında incelenmesi gereken kitaplardan birisidir.
Eserden kalan en akılda kalıcı alıntı olarak “Ancak ölümden sonraki hayata inananlar, bilinçli olarak korkarlar ölümden, çünkü günahlarının ağırlığı altında ezilirler...” seçilebilir.
Eserin diğer alıntılarına ve 5 kriter üzerinden gerçekleştirilen detaylı değerlendirmesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Ayrıca 200’den fazla yazıdan oluşan blog sitemi inceleyebilirsiniz. ( https://www.kirmizicantaliavukat.net/post/marti-anton-çehov )
(*) : Köşe Yazımda bahsedilmiş olan hususlara ilişkin kısımlar:
MARTI
Yazar: Anton Çehov
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Baskı: 17. Baskı – Mart 2022
kitaptan esinlenilerek düzenlenmiştir.