Av.Cenap GÜVEN

Av.Cenap GÜVEN

cenapguven41@gmail.com

Siyaset Anıları-18

28 Ağustos 2017 - 17:04

Demirci İlçe Kongresi ve 4. Büyük Kongre
Burada sizlere 2 ayrı kongreyi anlatacağım. Birisi Demirci İlçe Kongresi, diğeri Ankara'daki 4. Olağan Büyük Kongre. En küçükten en büyüğe iki kongre'
1969 seçimlerinden sonra M. Ali Aybar genel başkanlıktan istifa etmiş Parti yönetimine Emek Grubu egemen olmuştu. Parti daha önce anlattığım gibi en güç, en sıkıntılı, en çalkantılı günlerini yaşıyordu. Yönetim ivedilikle ilçe ve il kongrelerini yaparak yeni delegelerle 4. Olağan Büyük Kongreyi gerçekleştirmek ve Partiyi kongrede seçilecek yönetime teslim etmek istiyordu.
            İlk olarak Demirci İlçe Kongresi'ni anlatacağım. Kongrenin ayını, yılını, ne zaman yapıldığını tam bilmiyorum. Bildiğim Demirci kongresinin ivedi yapılması gerektiği ve Manisa İl Yönetimi'nin bu kongrenin yapılması görevini imzalı, mühürlü bir yazıyla Gördes'e verdiği. Demirci'de ilçe örgütü daha önce kurulmuş. Ancak örgütün adı var, kendisi yok. İl'den verilen isimlere göre Demirci ile birkaç telefon görüşmesi yapıp gerekli bilgileri aldıktan sonra artık nasıl gittiğimi de anımsamıyorum, tek başımıza vardık Demirci'ye. Demirci'de beni Partili bir arkadaş karşıladı. Birlikte sorduk, soruşturduk yönetimdeki kişilerden bulabildiklerimizi ve ayrıca Partide kaydı olan üyelerden yine bulabildiklerimizi topladık. Kaç kişi olduk şimdi tam bilemiyorum ama kongre yapacak kadar 7-8 kişi olmuştuk.
            Bu arada bir hususu belirtmek istiyorum. Gördes, Demirci kırsal kesimler. Bu gibi yerlerde, hele o günlerde, sol, sosyalizm, solculuk tehlikeli konular. Halkın sol düşünceyi, ideolojiyi kabullenip benimsemesi çok güç. Belki bir, belki birkaç kişinin çabası ile örgüt kuruluyor, sonra o kişi oradan ayrılıyor ya da başka bir şey oluyor ve ortada örgüt falan kalmıyor. Demirci, şimdi nasıldır bilmiyorum ama o dönemde Gördes'e göre daha tutucu bir yerdi.
            Biz Demirci'de kongre yapmak için bir evde toplandık. Eve Türk bayrağı ile Partinin birkaç afişini, yine Partiyle ilgili birkaç resim astık. Ben kısa bir konuşma yapıp kongreyi açtım. Benim Divan başkanlığım ile bir üyenin kâtipliğini oya sunduk, kabul edildi. Bunlar tutanağa geçti. Sonra gündemi oya sunduk, kabul edildi ve madde madde gündemi uygulamaya başladık. İlk olarak hepimiz ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunduk. Bunların hepsi tutanağa geçiyordu. Gerekli raporlar okundu. Bunlar kongreden önce orada hazırlanan kısa raporlardı. Birkaç kişi söz alıp konuştu; ben bir konuşma yaptım. Sıra seçimlere gelince 5 kişilik yönetim kurulunu, 1 yedeğini ve 1 denetçi, 1 il delegesi seçerek kongreyi bitirdik. Bu seçimler de tutanağa geçti. Gerekli bütün belgeleri imzaladık. Onlara Kaymakamlığa verilecek belgeler vb. konular hakkında gerekli açıklamaları yaptım. Bir süre daha sohbet ettik. Sonra ben yine Gördes'e döndüm ve bir daha bu arkadaşların hiçbirisini görmedim.  
            Bu kongre beni çok mutlu etti. Öylesine güzel, ciddi bir kongre yapmıştık ki bütün arkadaşlar da bundan çok memnun olmuşlardı. Yani bir Büyük Kongre ne kadar ve nasıl bir ciddiyet içinde, ne kadar büyük bir özenle yapılırsa ve herkes üzerinde ne kadar büyük bir saygı uyandırırsa bizim Demirci kongremiz de öyle olmuştu. Nitekim daha sonraları, İl Sekreteri, herhalde Demircili arkadaşlardan öğrenmiş olacak, Demirci'de çok güzel, çok etkili, başarılı bir kongre yapmış olduğumuzu söyleyerek beni kutladı.  
            Sıra geldi 4. Büyük Kongreyi anlatmaya: İl ve ilçe kongreleri tamamlanmış olmakla 4. Büyük Kongre önceden kararlaştırılan 29-31 Ekim 1970 günleri için Ankara'da 206 delegeyle toplandı. Ben de kongre delegesiydim ve Manisa'yı temsilen kongrede konuşma yapacaktım. Kongre 3 gün sürdü. Çok coşkulu, çok güzel geçti, çok önemli kararlar alındı. Partide bütünlük sağlandığından gereksiz tartışma, sürtüşmeler olmadı. Seçimlere tek listeyle gidildi ve seçimler genel merkezin isteği doğrultusunda sonuçlandı. Seçimlerden sonra toplanan GYK genel başkanlığa Behice Boran'ı, genel sekreterliklere Şaban Erik ve Sait Çiltaş'ı getirdi.
            Büyük Kongrenin benim açımdan önemli yanı Manisa adına konuşma yapacak olmamdı. Kendimce iyi hazırlanmıştım ve iyi bir konuşma yapacağımı düşünüyordum. Kongrenin ikinci günüydü. Kongre Başkanı Çetin Altan'dı. Konuşmacıların listesi Divana verilmişti. Adı okunan kürsüye gelip konuşmasını yapıyordu. Bir süre sonra öğle arası yemek molası verildi. Yemek molasının verilmesinden bir süre sonra Divandan ilk konuşmacı olarak adım okundu. Ancak delegelerin ve dinleyicilerin yarısı içeride yarısı dışarıdaydı. Salona giriş çıkışlar devam ediyor, bir gürültü, uğultu, kargaşa sürüp gidiyordu. Aslında mola devam ediyordu ve Divan kongreyi erken başlatmıştı. Konuşsam bir türlü, konuşmasam bir türlü' İşte böyle bir ortamda canım sıkkın kürsüye çıktım ve konuşmamı yapmak zorunda kaldım. İşin doğrusu beni ne dinleyen oldu, ne dediğim anlaşıldı. Bir moral çöküntüsü ve üzüntüsüyle kürsüden indim. Aslında kürsüye çıktığımda Divanı uyarsam ve ortalığın yatışmasını beklesem daha iyi, daha doğru davranmış olurdum diye düşünüyor ve bunu yapmamış olmakla kendime kızıyordum.
            Yine de konuşmamı bitirip yerime oturduktan sonra şöyle bir şey oldu. Ben konuşmamda daha önce Parti içindeki anlaşmazlıklardan, çekişmelerden de söz etmiş ve sendikacı milletvekilleri ile sendikacı yöneticilerin hatalı, yanlış, haksız davrandıklarını söyleyerek onları eleştirmiştim. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler yanıma geldi. Biraz sitemkâr, yani biraz da beni suçlayıcı tehditkâr bir ifadeyle kendi görüşlerini belirtti. Ben görüşümde ısrar edince Kemal Türkler bırakıp gitti. İşte bu Büyük Kongreden en çok aklımda kalan da etkisiz konuşmam ile Kemal Türkler'in yanıma gelerek beni suçlayıp eleştirmesi oldu. Bundan demek ki beni dinleyen biri varmış deyip sevinmedim değil.   

Bu yazı 1563 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum