Seni Uğurlarken

Ne çabuk geçti günlerin. Daha dün gibi 'Bugün birinci gün.', 'Bugün beşinci gün.' , 'Bugün onbirinci gün.', 'Bugün onbeşinci gün.' , 'Bugün  yirminci gün.' diye saydığımız günler.  Bir de baktık ki son günlerine gelivermişsiz. Oysa biz seni tam on bir ay beklemiştik. Çünkü sana 'On bir ayın sultanı.'dedi atalarımız.  Evet, Sen onbir ayın, yani kendi zamanın dışındaki tüm zamanların Sultanısın.
Senden sonra biliyoruz bayram gelecek, ama inan biz seni aslında hiçbir şeye değişmeyiz. Çünkü Sen bize o kadar aziz, o kadar kutsal, o kadar mübarek bir aysın  ki, Senin değerini anlatmaya ne benim kelimelerin kifayet eder, ne cümlelerim yeter, ne de ifadem yeterli gelir. Sende öyle sırlar, öyle sevaplar, öyle bereketler, öyle dersler var ki anlatılmaz.  Sende yapılan bir amelin başka zamanlarda yapılan amellerden bin kat değerli olduğunu bize bildirildi.  Sende tutulan orucun sevabı ise hesaplanamaz, çünkü bunun sevabı Alemlerin Rabbinin yüce katında olduğu söylendi. Bunu ancak Rabbimiz bilir dendi.
Sende oruç tutanlar cennete özel bir kapıdan  'Reyyan kapısından' girecekler. Sende gizlenmiş öyle bir gece var ki, bin aydan hayırlıdır. Yani O gece, seksen küsur senelik bir hayattan daha hayırlı bir gecedir. Bunu bize, Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim ferman ediyor.
 Sen bizim için o kadar kıymetli bir aysın ki, başın bize rahmet, ortan bize mağfiret, sonun da bizi cehennem azabından azat olmaya vesile olacak. Sende kitabımız olan Kur'an-ı Hakim indirilmeye başladı.  O Kur'an ki, bize yol gösterir. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Kur'anı  şöyle tarif eder. ' Kur'ân, şu kitâb-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi (Kainat kitabının ezeli bir tercümesi)  ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi' dillerinin tercümân-ı ebedîsi; (Varlıklarda görülen delillerin, yaratılanları okuyan çeşitli dillerin ebedi tercümanı) ve şu âlem-i gayb ve şehâdet kitâbının müfessiri; (görülen ve görülmeyen alemi tefsir eden)  ve zeminde ve gökte gizli esmâ-i İlâhiyenin mânevî hazînelerinin keşşâfı; (Allahü Teala'nın güzel isimlerinin manevi hazineleri keşfeden) ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakâikın miftâhı; (hadiselerin satırları altındaki gizli hakikatlerin anahtarı)
ve âlem-i şehâdette âlem-i gaybın lisânı; (görünen ve görülmeyen alemin dili)
ve şu âlem-i şehâdet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatât-ı ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniyenin hazînesi; (Rahman olan Allah'ın gayb aleminden gelen sonsuz rahmetiyle kullarına ebediyen lütuf ve iyilikte bulunmasının ve kusur ve aczden yüce olan Allah'ın ezelî konuşmalarının hazinesi)  ve şu İslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneşi, temeli, hendesesi; ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası; (ahret alemlerinin haritası).
Bir rivayete göre Senin mübarek ismin olan 'Ramazan' kelimesinin anlamı, yaz sonunda, güz mevsiminin öncesinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamına 'ramda'  kelimesinden alınmıştır. Bu yağmurun yeryüzünü temizlediği gibi, Sen de bizim bedenlerimizi temizledin, damarlarımızda biriken yağlardan, kirlerden, fazlalıklardan bizi arındırdın. Kalplerimizi temizledin manevi kirlerden, günahlardan, hatalardan uzaklaştırdın.
Zekât vererek mallarımızdaki fazlalıklardan, fakir fukaranın hakkı olan paralardan bizi arındırdın. Vicdanlarımızın üzerinde biriken tozları sildin. Günah işleyen azalarımızı temizledin. Bizi terbiye ettin. Cennete ehil, cennete layık bireyler haline getirdin bizleri. Evet, Ramazan ayı müminlerin beden ve kalplerini günah kirlerinden temizler. Nitekim Efendiler Efendisi, Nebiler Nebisi Peygamberimiz (s.a.v.), Buhari kaynaklı bir hadis-i şerifinde  'Kim inanarak ve alacağı sevabı Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır' buyurmuştur.
Seni uğurlarken hüzünleniyor insan. Rabbim bir daha sana kavuşmayı nasip etsin. Senden hakkıyla nasiplenen hayırlı kullarından eylesin. Güle güle on bir ayın Sultanı, güle güle mevsimlerin ve iklimlerin ve tüm zamanların Sultanı.