Reklam
Reklam
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

İşte Meryem Mucizesi!!

21 Eylül 2016 - 18:01

Meryem mucizesi (ayeti), kevni (tıp) ayetleri ile okundu ve kaç asırlık teslis inancı yerle bir oldu. Baba-oğul (İsa) ve kutsal ruh üçlemesiyle oluşan Tanrı inancı, bu sayede tarihin çöplüğüne atıldı.
            Geçen hafta, bu konuyu yazacağımı söylemiştim.
            Kitap ve Hikmet dergisinin 14.sayısında İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Bayraktar, 'Hz. Meryem ve Kur'an Mucizesi' başlıklı bir makale neşretti. Eğer makaleyi okursanız, hayretler içerisinde kalacağınıza eminim.
            Bu yazıyı kaleme almamın amacı, sizi haberdar etmek ve bilgilendirmek içindir.
            Kur'an'dan öğrendiğimiz ve iman ettiğimiz biçimde; Meryem Allah'ın dilemesiyle hiçbir erkek eli değmeden hamile kalmış ve İsa'yı dünyaya getirmiştir. Meryem suresinin özellikle 19-26. ayetleri, bu olayı geniş olarak anlatmaktadır.
            Gebeliğin ve doğumun bütün tıbbi evrelerini bugün biliyoruz. Bu bilgiler tüm dişiler için geçerlidir. Ancak Meryem'in gebeliği istisnadır. Bu istisnanın nasıl gerçekleştiği, asırlarca merak edilmiştir.
            Eski devirlerde olayın bilgisine ulaşılamayınca, sapmalar yaşanmış ve Hıristiyan dünyasında teslis (üçleme) inancı doğmuştur.
            Bugün Meryemle ilgili hem kitabi ayetleri ve hem kevni (tıp) ayetleri birlikte okumanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Ve şunu artık iyice bellemiş durumdayız. Allah istediği zaman ‘ol' hükmünü veriyor ve istediği oluyor. Yani 'kün fe yekün' (Yasin, 82)
            Nitekim Meryem'in gebeliği ve İsa'yı dünyaya getirmesini, Allah şöyle açıklıyor kitabında: 'Rabbin buyurdu ki: O bana göre kolaydır. Onu insanlara bir delil ve katımızdan bir rahmet kılmamız için (böyle yaptık), bu iş olmuş bitmiştir.' (Meryem 21)
            Demek ki Meryem'in gebeliği ve İsa'yı dünyaya getirmesi, Rabbimizin insanlara bir delil göstermesi ve rahmet kılmasıdır. Dolayısıyla Meryem hadisesi de Allahın ayetlerindendir.
            Bu gerçeği Rabbimiz bize şöyle bildiriyor: ' Meryem'in oğlu (İsa'yı) ve annesini de bir ayet kıldık. İkisini oturmaya uygun, temiz ve sulu bir tepeye yerleştirdik.! ' (Müminun,50)
             Meryem hadisesi, insana göre bir mucizedir. Allah'a göre, bir ayettir. Kur'an'da mucize kavramı yoktur. Mucize tanımı insan tarafından yapılmıştır. Akıl erdirilemeyen, bilgiye ulaşılamayan konularda bu terim kullanılır.
            Allah hüküm ve hikmet sahibidir. Gücü ve kudreti ölçülmez. İstediğini oldurur ve yaratır. Yarattığı her şeye bir ölçü (kadr) koymuştur. Dolayısıyla mucize gibi bir tanım Allah için kullanılamaz.
            Zira mucize, ‘acz' kökünden gelir. Allah için asla böyle şey söylenemez. Acze düşen insandır ve akledemediği ve bilmediği konulara mucize nazarıyla bakar. Allah yarattığı ve var ettiği her şeye ‘ayet' tanımını getiriyor. Dolayısıyla her ayette bir bilgi (hikmet) ve bir ‘ölçü' vardır.
            O zaman şunu söyleyebiliriz: Meryem bize göre bir mucizedir. Eğer onun oluş bilgisine ulaşabilirsek (ayetleri okuyabilirsek), 'Rabbimize karşı haşyetle saygı duyabiliriz.' (Fatır,28)
            Meryem Mucizesi nasıl aydınlandı?
            Arapçada zamir, dişi ve erkek için ayrı kullanılır. Tıpkı İngilizcede olduğu gibi. Türkçede böyle değildir. Müennes/dişil için 'Fiha', müzekker/ eril için 'Fihi' zamiri kullanılır.
            Kur'anda üç ayet üzerine yapılan çalışmalar, Meryem mucizesini anlamada büyük ufuk açmıştır.
            Tahrim suresi 12. ayette Meryem'den bahsedilirken ‘fihi' yani eril zamiri kullanılmıştır. Meryem dişidir, ancak işaret edilirken eril zamiri kullanılmıştır. Bu asla tesadüf değildir ve bir işaret vermektedir.
            Enbiya suresi 91. ayette; yine Meryem'den bahsedilirken dişil ‘fiha' zamiri kullanılmıştır.
            Tahrim'de erkeğe, Enbiya'da dişiye işaret eden zamir kullanılması, araştırmacıların ve düşünürlerin dikkatini çekmiştir.
            Üçüncü ayet ise Al-i İmran suresindeki 36 ve 37. ayetlerdir. Allah Meryem'i ‘bitki şeklinde bitirdiğini' bildirmiştir.
            Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili isimli tefsirinde; özellikle Tahrim 12. ayetin açıklamasında önemli yaklaşımlar getirmiştir. Yine aynı ayetle ilgili olarak, Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı hocanın da açıklamaları ufuk açıcıdır.  Hakkı Yılmaz Al-i İmran 37. ayetteki anlam yanlışlıklarına vurgu yaparak, ayetin ‘bir bitki şeklinde bitirdi' olarak anlaşılması gerektiğini ortaya koymuştur.
            Konuyla ilgili en kapsamlı makale, Prof. Dr. Mehmet Okuyan tarafından kaleme alınmıştır.  Okuyan hoca, 2005 yılında Din Eğitimi ve Araştırmaları dergisinin 14. sayısında, 'Kur'anda Meryem Mucizesi' başlıklı 8 sayfalık bir yazı yayınlamıştır.
            Bu yazıyı birkaç defa didik didik ederek okumuştum. Sanırım bugüne gelinmesinde, Mehmet Okuyanın bu yazısı devasa bir katkı yapmıştır.
            Doç. Dr. Zeki Bayraktar araştırmalarını ve Tıp dünyasında Meryemle ilgili tıbbi gelişmeleri makalesinde ayrıntıları ile dile getirmiş. Şimdi onları yukarıda zikrettiğimiz ayetler ve çalışmalar eşliğinde okumaya çalışalım.
            İnsanda normal olarak biri sağda, birisi solda olmak üzere iki adet yumurtalık bulunur. Erkekte olanlara ‘testis', dişide olanlara ‘over' denir. Bazı bireylerde iki over veya testis yerine birer over veya testis bulunabilir.
            Bireyde hem over ve hem testis bulunuyorsa, bunlara 'Hermafrodit' denir. Yani genital yapısında hem erkek ve hem dişi yumurtalık bulunması.
            Hermafrodit vakalar daha ziyade dişilerde görülmekte olup, erkeklerde çok az rastlanır bir durumdur. Bu asla çift cinsiyetlilik değildir. Hermafroditlerde kendi kendine dölleme mümkündür. Buna 'Otofertilizasyon' denir.
            Dişi hermafroditler, diğer dişiler gibi beklenen yaşta ergenliğe girer ve düzenli olarak adet görür. Bunlar evlenebilir ve doğum yapabilirler.
            Tıp dünyasında son 40 yılda, 14 dişi hermafrodit tespit edilerek gözlem altına alınmıştır. Bu 14 dişi hermafrodit evlilik yapmış ve 26 gebelik meydana gelmiştir. Bunlardan 20 tanesi, sağlıklı bebek dünyaya getirmiştir.
            İlginç olan, bu bebeklerin tamamının erkek olmasıdır.
            Burada önemli bir not düşmek gerekiyor. Tıp dünyası bugüne kadar, kendi kendini dölleyen hermafrodit bir vakaya rastlamamıştır. Yani otofertilizasyon görülmemiştir. Ancak buna rağmen, dişi hermafroditlerde bu şekilde döllenme olmayacağı anlamı çıkmaz. Aksine dişi hermafroditlerde, kendince döllenme mümkündür.
            Zira 1990 yılında Hollanda'da yapılan bir araştırmada; 250 civarında hermafrodit tavşan bağımsız odalara alınarak, yıl boyu izlenmiştir. Bunlardan 7 tanesi, kendi kendine gebe kalmıştır.
            İnsan da tavşanlar gibi memeliler gurubundandır. Dolayısıyla dişi hermafroditlerde, kendi kendine döllenme tıbben mümkündür.
            Hz. İsa tüm kromozomlarını (46 XY)  annesinden aldığına göre; Hz. Meryem'in hem X hem Y kromozomu taşıyan bir hermafrodit olması yani Meryemin kromozom yapısının 46 XX / YY şeklinde olması gerekir.
            Devam ediyorum.
            Al-i İmran 37. ayette Allah; Meryem'i bir bitki olarak bitirdiğini bildiriyordu. Yapılan araştırmalarda özellikle tarla bitkilerinin (kabak, mısır ve diğerleri), dış etken olmadan döllendikleri ortaya çıkmıştır. Yani bu bitkiler aynı dişi hermafroditlerde olduğu gibi, kendi kendini döllemektedir.
            Dolayısıyla Rabbimizin, bu ayette Meryem'i ‘bir bitki gibi bitirdik' demesi, bir bilgiyi, bir ölçüyü yani hikmeti haber vermesinden başka bir şey değildir.
            Netice itibarıyla; Allah kitabındaki ayetlerde, Meryem mucizesi ile ilgili işaretler veriyor. Tahrim 12'de eril zamiri, Enbiya 91'de dişil zamiri kullanıyor. Al-i İmran 37'de bitkiden bahsediyor.
            Bu ayetlerin hükmüyle, kevni yani tıp ayetlerinin hükmü bir ahenk içinde değil mi?
            İşte Allah ayetlerini, böylece diğer ayetleri ile açıklıyor.
            Doğrusunu Allah bilir diyerek, artık şunu söylemek mümkündür. Allah Meryem'i dişi hermafrodit olarak yarattı. Ol dedi oldu. Bilgisini ve ölçüsünü koydu. Böylece insana bir delil sundu, rahmetini gösterdi.
            Akıl sahipleri için, düşünenler için, tefekkür edenler için, tezekkür edenler için.
            Meryem'de Rabbinin bu delil ve rahmetine, eşlik ettiği için ayrıcalığa kavuştu. Çünkü Rabbimiz, O'nun için şöyle dedi: 'Hani Melekler: ‘Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.' ' (Al-i İmran, 42)
            Sevgili okurlar!
            Şimdi Fussilet suresinin 53. ayetine dikkatinizi çekmek istiyorum: 'İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kur'an'ın) gerçek / hak (kitap) olduğuna şahit olsunlar, bunu iyice anlasınlar (bu onlara tam olarak belli olsun). Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?'
            Allah'ım!
            Bu kitap senin kelamındır. Bir kez daha şahitlik ediyorum. Muhammed aleyhisselama ve tüm nebi ve rasullerine bir kez daha iman ediyorum.
            Yalnızca sana inanmanın, yalnızca sana kul olmanın, yalnızca sana ibadet etmenin, yalnızca sana sığınmanın hazzına bir kez daha varıyorum.
            Benim ilmimi yükselt Allah'ım!
            Ayetlerini okumak için, ayetlerini anlamak için ilmimi yükselt Allah'ım. Bir kez daha şahitlik yapmak için, bir kez daha iman etmek için ilmimi yükselt Allah'ım.

Bu yazı 4196 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum