Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

İrade-i Milliye

30 Ağustos 2015 - 16:22

Anaların ciğerpareleri toprağa düşüyor. Yetim kalan çocukların gözleri, meçhule bakıyor anlamsızca. Dul kalan kadınlar, bahtına yanıyor. Babalar, gözyaşlarını yüreğine akıtıyor.
            Memleketin birkaç coğrafyasında, vahim ve vahşi bir durum var. Diğer coğrafyalarında öfke hâkim.
            Ekonomide göstergeler geriye doğru çalışıyor. Bir yerden mıncırıklık çıkacak, fırsat kolluyor.
            Ortadoğu bataklığına sokulmuş memleketin bir vilayetinde, bize ait olmayan kavganın kanlı infazları yapılıyor.
            Şehit merasimlerinde, cenaze namazı tartışılıyor. Yükselen avazlar susturulmaya çalışılıyor.
            Ali haykırıyor belki ilk defa. Bu kadar yıl devam eden kirli oyunların, foyasını ortaya koyuyor diye soluğu kesiliyor.
            Yönetim kademelerinde ve politikanın cümle aktörlerinde, akıllara durgunluk veren atışmalar insanın kanını donduruyor: Şerefsiz, haysiyetsiz, hain, kaç paraya satıldın ve''
            Manzara-i umumiye böyle iken, memleket seçime gidiyor.
            Çünkü irade-i milliye, 7 Haziran'da fahiş bir hata yaptı. Deniyor ki beyefendiler tarafından, 1 Kasım'da hatanı düzelt.
            Ne müthiş bir şeymiş bu irade, şu yaşıma geldim sırrına vakıf olamadım. Tek başına iktidar verirsen, adı milli irade oluyor. Vermezsen pilli irade.
            Dolayısıyla iki ay sonrasında millete; pilliyi bırak, milliye bak talimatı veriliyor.
            Duyguları felç, beyni iğdiş edilmiş bir toplum olmasaydı ortada, inanın hiç birisi 1 Kasımda sandığa filan gitmezdi.
            Çünkü kendisine yapılan hakareti ve aşağılamayı görür; beyan ettiği tercihi abuk subuk gerekçelerle linç eden politikacı takımına ders verirdi. O zaman buna, irade-i milliye diyebilirdim.
            Ancak yapacak bir şey yok. Zat-ı Şahane böyle uygun görmüş. Sözünün üstüne söz konmaz bir kere.
            İki aydır, rol kesiyorlar haliyle. Yalnız tepedeki değil ve diğerleri topu birden aynı havayı çevirttiriyorlar.
            Sanırsınız ki orası meclis değildir. Ya nedir? Muhtemelen tiyatro sahnesidir.
            Cümlesinin çizgileri var, rengârenk. Kimisinin kırmızı, kimisini yeşil, kimisinin mavi. Tuttur tutturabilirsen.
            Cümlesinin maddeleri var. O madde, bu maddeye uymuyor. Denk getir getirebilirsen.
            Cümlesinin ‘olmazsa olmazları' var. Birinin olmazı, diğerinin olmazına kafa atıyor. Hizaya sok, sokabilirsen.
            Beyanatlar, yorumlar ve açıklamalar sonra ardı ardınca. Satır aralarına, kelime dizilişlerine bir nazar edin, mutlaka demek istediklerini anlarsınız: 'Bizi bu hale milli irade, pardon pilli irade getirdi.'
            Yani adam gibi tercihte bulunmadı. Milliliğini unuttu, pilliliği tercih etti.
            Eee o zaman ne yapmak lazım? Bu iradeye haddini hatırlatmak lazım.
            1 Kasım'da yeniden sandığa gitmenin anlamı budur.
            Şimdi bu aziz milletin kanına, bu emrivaki dokunur ve 7 Haziran ısrarını yenilerse, ne olacak?
            Yine mi çizgilerden bahsedecekler?
            Yine mi maddelerini öne sürecekler?
            Yine mi ‘olmazsa olmazlarını' şart koşacaklar?
            Diyebilirim ki 1 Kasım'da, aziz milletin o namlı ve şanlı iradesinin mahiyeti test edilecektir. Bence seçimin en ilginç tarafı bu olacaktır. Gerisi laf kalabalığı, lüzumsuz tartışma ve atışmalarla dolgu yapılacaktır.
            Ben bir vatandaş olarak, bu aşağılanmaya, bu basiretsizliğe 1 Kasım'da gereken cevabı vereceğim.
            Sonra da aziz milletin tavrını, merakla bekleyeceğim'
 
      

Bu yazı 1029 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum