Hüseyin TUNÇAY

Hüseyin TUNÇAY

htuncay45@gmail.com

Gördes Ortaokulu ve Bay Protokol

08 Ocak 2020 - 16:15

Ben genellikle, sokak başında Cevdet Kurt'un bakkalının, müdürümüz İbrahim Toker ve ilkokul öğretmeni Hakkı Mıdık'ın da evlerinin bulunduğu yoldan gelir, Kız Sanat Okulu öğrencilerinin daha doğrusu ablalarımızın da kullandığı demirden yapılmış o küçük bahçe kapısından girerdim ortaokuluma.
            'Kapı' deyip geçmiyorum ben. Okuduğumuz bina yer ile yeksan olsa da 50 yıl sonra hâlâ hatırlıyorum bakın! O küçük 'kapı'; edebin, ahlâkın, talim ve terbiyenin, hayata dair elzem bilgi ve tecrübelerin kapısıymış. Misyonunu lâyıkıyla yerine getiren, görgü ve muaşeret kurallarını bilen gayretli ve çalışkan Gördes çocuklarını 1970'li yıllarda en gözde liselere gönderen Gördes Ortaokulunu anıyor, 'Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.' diyorum.
            İki yıl, 7-8 basamaklı merdivenden çıkarak girdiğimiz taş binanın ilk katında; biri oldukça küçük, diğeri büyük olmak üzere iki sınıfımız, kış günlerinde Mustafa Varol öğretmenimizle beden eğitimi dersi yaptığımız doğuya bakan bir başka sınıfımız vardı. Giriş bölümünde ping pong masamız, üst katında da kızların sanat eğitimi aldığı, zaman zaman girip tertip ve düzenine, sergiledikleri el sanatlarına hayran kaldığım Kız Sanat Okulu yer alıyordu.  Bodrum katını ise işlik (atölye) olarak kullanıyorduk.
            Manisa Ticaret ve Sanayi Odasının 4 Aralık 2019 Çarşamba günü düzenlediği iki saatlik 'Temsil ve Protokol Yönetimi' etkinliğine katılmıştım.  Eğitimi; 'Bay Protokol' diye bilinen, işinin ehli  'Devlet Protokolü ve Kurumsal Nezaket Kuralları Uzmanı' İhsan Ataöv veriyordu. Her yönüyle kendisini iyi yetiştirmiş, işini hakkıyla yapan, konusuna hakim bu yetenekli insanı dinlerken, o ortaokulun ve öğretmenlerimizin bundan 50 yıl önce bizleri ne kadar mükemmel yetiştirdiklerini düşündüm hep. Minnet ve şükran duygularım tazelendi. Çünkü biz bu eğitimi, ortaokul sıralarında, evimizde ve ailemizde almaya başlamıştık.
            Türkçe öğretmemiz İnsel Güven 1970 yılında iki kaynak kitap aldırmıştı: Birincisi, öğretmenlik hayatım boyunca kullandığım, çocuklarımın da kaynak olarak başvurduğu 'Türkçe Kompozisyon' kitabı diğeri ise  'Görgü Kuralları'(1) kitabı idi. 
Giriş bölümü, 'Gem almayan atın ölümü yakındır.' atasözüyle başlayan Görgü Kuralları kitabımız; aile, ev ve iş hayatında, okulda, taşıt araçlarında, yemek yemede, eğlence yerlerinde, selamlaşmakta ve konuşmada görgü gibi konu başlıklardan oluşuyordu. Gördes'in çocukları; görgü ve muaşeret kurallarını öğreniyor, bu bilgileri ailelerinden aldıkları değerlerle birleştiriyor hayata hazırlanıp, uyguluyorlardı.
            Verdikleri emek ve değerleri bugün daha iyi idrak ettiğim Gördes Ortaokulunun güzide öğretmenleri; İbrahim Toker, Mustafa Varol, İnsel Güven, Ziynet Demirağ, Bayram Ercan, Muazzez Özcan, Şükrü Dönmez, Ahmet Hamdi Söylemez, Şamil Ersoy, Betül Hanım ile Yalçın Bey'i ve ismini hatırlayamadığım diğer öğretmenlerimizi minnet ve şükranla anıyor, ebedi aleme göçenlere rahmet diliyorum. Böyle kıymetli öğretmenlere sahip olduğumuz için şanslıymışız.
            Faydalı olur düşüncesiyle, İhsan Ataöv'ün verdiği 'Temsil ve Protokol Yönetimi' eğitiminde aldığım notlardan bir bölümünü sunuyorum.
GİYİM, BEDEN DİLİ, HİTAP VE TOKALAŞMA
Ev sahibi, (basın toplantısı, görüşme, fotoğraf çektirme') misafiri sağına alır.
Resmi hayatta kişiler yoktur, unvanlar vardır.
İnsanlar edindikleri ilk izlenimle karar verir.
Protokol; devlet terbiyesi, devlet temsili anlamına gelir.
Protokolü devletten çıkarırsanız ‘kaos' olur.
Koyu renk -lacivert- istikrar ve ciddiyettir.
Konuşmamız kalitemizdir.
İsimle hitap denkler arasındadır.
Resmi hayatta konumlandırma yapılır.
Algılar, hitap ile yönlendirilir.
Ast selam verir üst alır.
Önemli olan; ne anlattığınızdan çok karşıdakilerin ne anladığıdır.
Yemek yiyene selam verilmez.
Toplantılarda ilk konuşma sırası ev sahibinindir, son konuşmayı onur konuğu yapar.
Hitap, hayatımızın tam içindedir. Kalabalığa hitap edecekseniz çalışın.
Türkçe nettir, ağız yayılarak konuşulmaz.
Ayakta, omurga tam düz olacak şekilde durulur. Dik duran, temsilini hissettirir.
El hareketleri konuşmayı destekler. Avuç içi olumlu histir.
Erkek ceketinin ilk iki düğmesini ilikler, son düğme iliklenmez.
Kadınlar ceketlerini iliklemek zorunda değildir.
Masada oturuşta, çene masa hizasını geçmez.
Onur konuğu, koltukta iki kolunu da kolçağa koyabilir, diğerleri ona göre şekil alır.
Sosyal hayatta el uzatma yetkisi kadınlardadır.
Resmi hayatta; öpüşmek, tokuşmak, bel yoklamak (Türk tipi tokalaşmalar!)' yoktur.
Tokalaşma yarım kolda yapılır, daha fazla yaklaşılmaz. El mengene gibi sıkılmaz!
Elini uzatan önce çeker, ast üstün başka yerini (omuz, baş vb.) ellemez.
Oturarak tokalaşılmaz, tokalaşmak istemeyen yarım kola girmez biraz daha mesafeli durur.
Kravat uzunluğu kemer seviyesinde olmalıdır.
Onur konuğu, arabadan indiği yerde karşılanır.
Makam masasının izdüşümü, makamın ve makam sahibinin mahremidir.
            Ümit ederim, başta Millî Eğitim Bakanlığımız olmak üzere, resmi ve özel bütün kurumlarımız, ebeveynlerimiz, eksikliğini gördüğümüz görgü, muaşeret, protokol ve nezaket kurallarının yerleşmesi hususunda hassasiyet gösterirler.
            En azından mülkî amirlerimiz, okul yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, daire müdürlerimiz bu konuyla ilgili eserleri muhataplarıyla ve çocuklarımızla buluşturabilir, bu alanda kendisini yetiştirmiş kişileri davet ederek eğitim imkânı sunabilirler.
1) Görgü Kuralları, Çınar Matbaası, 1966, Fiyatı 125 kr.

Bu yazı 2698 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum