Reklam
Reklam
Ahmet İNCE

Ahmet İNCE

gordesgazetesi@gmail.com

Gördes Kaymakamı Eşref!

20 Temmuz 2017 - 15:20

Genç kuşaklar çokça sorar oldu onu. 32 yıl önce, bu gazetenin ilk sayılarında kaleme almıştım. Zaman hızla akıp geçiyor. Yeni kuşaklar, bir yerlerden duyup merak ediyor. Tabii olarak bana soruyorlar.
            Şair Eşref'i, bir zamanların Gördes Kaymakamı Şair Eşref'i, bu yüzden yazmaya karar verdim.
            Sadece bununla sınırlı değil. Günümüz toplum ve siyaset hayatının; hicivden, nükteden uzak kaba ve haşin iklimine ilaç olsun diye de, Eşref'i yazmalıyım dedim.
            19.yy Osmanlı devlet hayatının önemli isimlerindendir. Başta Kaymakamlık olmak üzere, Osmanlı coğrafyasının değişik yerlerinde görev yapmıştır. Bunun yanı sıra şairdir. Enfes şiirleri vardır. Türk hiciv ve nükte sanatının, en dikkat çeken isimlerinden birisidir.
            Haksızlığa, hukuksuzluğa asla dayanamayan, anında hicveden, öldürücü nüktelerle karşısındaki yerle bir eden, emsalsiz bir özelliğe sahiptir.
            1900 yılında Gördes Kaymakamı olarak göreve başladı. Bu görevi 2 yıldan fazla sürdü. Ayrılış tarihi 1902'dir.
            Gördes'le ilgili beyitleri ve hicivleri vardır. 1985 yılının Eylül sayılarında, gazetemizde bunları neşrettim. Sadece bir tanesiyle başlamak istiyorum.
            Eşref'in Gördes yıllarında en önemli dostu Asım Molla idi. Gördes'te konak sahibi, varlıklı ve aynı zamanda âlim ve fazıl bir şahsiyetti Asım molla. Eşrefle sıkı görüşürlerdi.
            O yıllarda helâ, evlerin dışında idi. Kademhane deniliyordu. Mollanın kademhanesinin suları, komşusunun bahçesine akıyordu. Bu yüzden mahkemelik oldular. Gördes'te uzun zaman konuşulan ‘kenef davası' böyle başladı.
             Asım Molla, komşusu ile mahkemelik oldu. Dava uzun sürdü. Sonunda mahkeme komşuyu haklı bularak, helânın bahçenin başka tarafına alınmasına karar verdi. Eşref, Mollanın davadaki ısrarına kızarak şunları söyledi:
            Herkesin dünyada bir günâ şeref davası var
            Hoca Asım Mollanın da bir kenef davası var!
            Mahkeme sonuçlanıp Molla davayı kaybedince, Eşref yine dayanamadı:
            Akıbet kaybeyledi Asım kenef davasını
            Anlaşıldı fazılı biçare bir bok bilmiyor!
            Şair Eşref'e sordular: 'Niçin o zehir gibi hicviyelerinde çok defa isim kullanmıyorsun? Kime yazıldıkları belli olmuyor.' Gülerek cevap verdi: 'Niçin olacak, bütün alçaklara tatbik edilsin de numarasız gözlük gibi kullanılsın diye!!'
            Kırkağaç Kaymakamlığı sırasında, binanın her yeri akıyordu. Dâhiliye Vekâletine  (İçişleri Bakanlığına) durumu bildirdi ve ödenek istedi. Fakat Vekâlet, ikinci bir yazı göndererek sordu: 'Binanın nereleri akıyor? Ayrı ayrı yazınız.'
            Eşref tek bir cevap yazdı: 'Binanın musluklarından başka her yeri akıyor!'
            Bir rüyasını Eşref söyle anlatır: Cennette gezerken bir ayı görür ve sorar: 'Hani ya buraya hayvanlar giremeyecekti?' Ayı şöyle cevap verir: 'Evet öyle idi, fakat ben hayatımda bir müddet kadılık (hakimlik) yapmıştım da..'
            Bunun üzerine Eşref şöyle der: 'Öyle ise müsaade et birader, sizin bulunduğunuz cennetten ben çıkayım..'
            Eşref'in en çok hikâyesinin olduğu devlet adamlarının başında, Sadrazam Kamil Paşa gelir. Paşa, bir dönem İzmir Valiliği de yapmıştır.
            Bir gün Eşref eşeğine binmiş giderken, arkadan İzmir Valisi Kamil Paşanın arabasının gelmekte olduğunu fark etmiş. Yol vermek için eşeğini kenara çekmiş. Yolun kenarında büyük bir çukur varmış.
            Kamil Paşa seslenmiş: 'Eşref çok kenara gitme, çukura düşersin.'
            Eşref'in cevabı gecikir mi: ' Merak etme paşam! Eşek Kamil'dir'
            Kamil Paşa Kıbrıs'a gitmek için İzmir limanındadır. Heyet kendisini uğurlamak için sıraya girmiştir. Aralarında Eşref de vardır. Paşa, Eşrefle vedalaşırken sorar: ' Üstadım, Kıbrıs'tan bir isteğiniz var mı?'
            Eşref iletir isteğini: 'Paşam! Kıbrıs'ın eşekleri meşhurdur. Bir tanesini lütfederseniz bu kulunuza, pek memnun olurum.'
            Bir ay sonra Paşa İzmir'e dönmüş, limanda yine aynı heyet kendisini karşılamaktadır. Eşref de oradadır. Hoş geldiniz faslında; Paşa Eşref'i görünce ' eyvah' diyerek, söze devam eder: ' Üstadım! Çok üzgünüm. Sipariş ettiğiniz eşeği unutmuşum.'
            Hiç istifini bozmaz Eşref ve cevabı yapıştırır: 'Gam yok, beis yok Paşam! Sizin gelmeniz yeterli..'
            Hicivleri ve nükteleri yüzünden sürgün yılları olmuş, çoğu zaman parasız ve pulsuz kalmıştır. Bu dönemlerinde; onun bunun ölmüşleri için, 5 kuruş karşılığında dua etmeye başlamış.
            Zamanın şeyhülislamı bu durumu duyunca, Eşref'i yanına çağırtmış ve 'Ayıp değil mi? 5 kuruşa dua mı olur' diyerek kendisini azarlamış. Eşref ne yapsın, taşı gediğine koymuş hemen: 'Aman efendim! Siz bu duaları bir işitseniz, on para bile vermezsiniz''
            2. Abdülhamit döneminin en muhalif isimleri arasındaydı Eşref. Bu yüzden çok sıkıntılar çekti. O günlerde, bir polisin Eşref'e hıncı vardı. Bir gece sokağa fenersiz çıkmasını fırsat bilerek, karakola götürmek istedi. Şair direnince, sille tokat ve yardıma gelen iki polisle karakola götürürler.
            Ertesi sabah; ‘vazife başındaki zaptiyeye tokat atmak' suçundan Müstantikliğe (sorgu hâkimliğine) sevk ederler. Müstantik, Ohannes Efendi isminde bir Ermeni'dir. Korkak ve çekingen bir adamdır. Usül yerini bulsun diye, bir kâğıda sorularını yazarak Eşref'e uzatır.
            Okur ve ‘sorularınızın topuna cevaptır' diyerek şu kıtayı yazar:
             Elinde adalet yok, olsa da sen kim, adalet kim
            Kimi maznun görsen, hep ‘kabahat sendedir' dersin..
            Polisler üstüme saldırdı, ben de sille aşk ettim
            Be Müstantik Efendi.. Söyle, sen olsan ne bok yersin!
 
            2. Abdülhamit'in padişah oluşunun yıl dönümünde, hükümet alanının önünde tören vardır. Halk fazla rağbet gösterince izdiham yaşanır. Bunu gören vali, hiddetle bağırıp; ' Bu eşek milleti durdurun' der.
             Tören alanında bulunan Eşref, gereğini yapar:
            Millete erbab-ı mansıptan biri eşek demiş
            Reddedilmez böyle bir söz, amma ki pek can sıkar
            Olsa da millet eşek, eşek diyen bilmez mi ki;
            Sadrazamlarla valiler de milletten çıkar!!
 
            Eşref'in mezar taşında, daha önceden kaleme aldığı ve vasiyet ettiği şu sözler yazılıdır:
            Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
            Gelmeden reddeylerim Billâh öz kardeşimi
            Gözlerim ebnayı Âdemden* o rütbe yıldı ki
            İstemem ben Fatiha, tek çalmasınlar taşımı    
(*ebnayı Âdem: Âdemoğulları)

Bu yazı 2895 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum