Reklam
Reklam
Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Bir Maraton Koşucusu

06 Ağustos 2016 - 01:26

Kimi insanlar vardır, yola çıkmadan yorulur. Kimi insanlar vardır daha yolun başında havlu atar. Kimi az gider uz gider, bir de bakar ki bir arpa boyu gidememiş. Kimi de maraton koşucusudur; yorulmak onun lügatinde yoktur, dinlenmek yoktur. Sanki Sezai Karakoç 'Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız' mısrasını onlar için söylemiş. Kimden mi bahsediyorum. Ahmet İnce Bey'den. Zira otuz iki yıldır dur durak bilmeden koşmuş ve hala koşuyor. Otuz iki yıldır Gördes Gazetesini çıkarıyor. Otuz iki yıldır bu gazetede her hafta yazı yazıyor. Peyami Safa kendisiyle yapılan bir mülakatta 'on dokuz senelik yazı hayatımda, bu cemiyet bana bir hafta istirahat hakkı vermemiştir' diyor.
Bir sohbet esnasında Ahmet Bey'e sordum:
- Otuz iki yıl boyunca her hafta köşe yazısı yazdınız mı?
—'Yazmadığım çok nadirdir' dedi.
Bu işin doğasında bu var, cemiyet istirahat hakkı vermiyor. Fakat bu gayreti böyle izah etmek eksik izah etmek olur. Bu izahı aşan bir şey var. O şeyin tutku olduğunu düşünüyorum. Tutku olmadan bu işin bu kadar yıl devam ettirilmesi mümkün değil. Türkiye'deki bırakın yerel, birçok ulusal gazetenin bile bu kadar uzun ömrü olmamıştır. Yerel bir gazetenin böyle uzun soluklu çıkması doğrusu nadirattandır.
Bütün bunlar yapılırken hiçbir maddi çıkar gözetilmiyor. Bin civarında gazete her hafta ücretsiz dağıtılıyor, yetmiyor gazetenin tıpkıbasımı internete konuluyor, yetmiyor gazetegordes.com adresinden internet formatında çıkarılıyor. Bunlar emek isteyen zahmetli işler.
Peki neden? Neden bu kadar zahmete, meşakkate katlanılıyor. Bunun cevabını Ahmet Bey'in kişiliğinde buluyorum. Entelektüel kişiliğinde. Ahmet Bey entelektüel biri. Bunu en çok bir süre önceki bir çalışmasında gördüm. Nobel ödülü alan Prof. Aziz Sancar'ın buluşuyla ilgili bir yazı hazırladı Ahmet Bey. Kur'an Ayetlerini Kimler Okuyor? Ve bu yazıyı sunum olarak konferans salonunda halkla paylaştı. Yazının hazırlanmasından sunumun sonuna kadar ve daha sonrasında da Ahmet Bey'in ruh hali şayan-ı hayretti. Bir bilim insanımızın buluşunu, Ahmet Bey Kur'an ayetleriyle buluşturuyordu. Heyecanlıydı, hele hele Aziz Hoca'nın 'öyle bir şey buldum ki bir ben biliyorum bir de Allah' cümlesini söylerken. Bu cümleyi bu kadar hazla ve heyecanla söylemek ve altını doldurabilmek elbette bir entelektüel merakın neticesidir. Ahmet Bey'in geçen yıl Ramazan ayında yazmış olduğu gazete yazıları da herhalde entelektüel merakıyla ilgili iyi bir fikir verecektir.
Bunları şunun için yazdım: Ahmet Bey Edebiyat mezunu ama siyasi, dini, kültürel, edebi ve daha birçok alanda yazı yazabilen biri. Böyle yazabilmek için de entelektüel olmak yani aydın olmak yani bilgiyi ve hikmeti sevmek gerekiyor. Ve bütün bunları Gördes için insanımız için yapıyor.
Gördes Gazetesinin otuz ikinci yıl dönümü vesileyle bir hususa değinmek istiyorum. Gazetedeki ilk yazım Osmanlıca bir metnin çevirisiyle ilgiliydi. Gazetede yazmam da doğal olarak meydana gelen bir sürecin neticesiydi. Fakat bir fırsatını bulup da bu köşeden Ahmet Bey'e teşekkür edememiştim. Herhalde şimdi o teşekkürün tam zamanı: Gördes Gazetesinin nice yıllar yayınlanmasını diliyor ve bana da gazetede yer ayırdıkları için başta Ahmet İnce Bey olmak üzere gazete de emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Gördes'in tarihini yazmaya devam edin Ahmet Bey, gün gelecek tarih de sizi yazacak.

Bu yazı 1417 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum